“Faik Öztrak’ı boş verin. Bu işler onun boyunu aşar. CHP ve HDP ittifak yapacaklar” diye yazdığımda, çiçeği burnunda CHP sözcüsü Faik Öztrak çıkmış, “Gündemimizde böyle bir şey olmadığını söylemiştim” diye sızlanmıştı.
Aslında, bu satırların yazarına cevap vermişti.
Hatırlarsanız, mezkûr yazımda, “Faik Öztrak’ın yaptığı yarım ağız açıklama” diye bir ifade kullanmıştım. Sonra da, bu açıklamanın geçerli olmadığını, son sözü Kılıçdaroğlu’nun söyleyeceğini yazmıştım.
Faik Bey bu sözlere alınmış...
Basın toplantısında, “Hayır, yarım ağız değil...” diyor, bu satırların yazarına gönderme yapıyor...
Gönderme yapıyor ama dönüp genel başkanına bakmıyor.
Genel başkanı, son zamanlarda, “bölgesel ittifak” gibi laflar etmeye başladı.
Bu aklı kimden aldı dersiniz?
Kimden olacak?
“Yandaş” kontenjanından Hürriyet gazetesine sokulan bir kripto CHP’liden...
O “kripto”nun son yazılarına bakın...
Yerel seçim değerlendirmesi yapıyorum ayağından CHP’ye (özellikle Kılıçdaroğlu’na) akıl veriyor...
CHP böyle giderse imiş (nasıl giderse imiş?), başta İzmir olmak üzere, bazı önemli belediyeleri kaybedebilirmiş...
Görünüşte “CHP eleştirisi” yapıyor...
Satır aralarını kurcaladığınızda, CHP’yi bir şey yapmaya icbar ettiğini görüyorsunuz.
Böyle giderse, başta İzmir olmak üzere, bazı önemli belediyeleri kaybedebilirmiş ama iyi bir aday ve stratejiyle, beklenmedik başarılar da elde edebilirmiş... Mesela, İstanbul’daki HDP oyları stratejikmiş ve kilit işlev görüyormuş...
Arkadaşımız “seçim analizi” adı altında bunları yazıyor.
Son tahlilde demeye çalıştığı şey şu: “HDP’yle ittifak yaparsanız, İstanbul’u kazanabilirsiniz...”
Peki, Ankara’yı nasıl kazanacaklar?
Çok kolay...
Mansur Yavaş’ı aday gösterecekler... Ve İYİ Parti’yi ikna edecekler. Yani, İYİ Parti’nin Ankara’da aday göstermemesini sağlayacaklar. Bir önceki seçimden yaralı çıksa da, Yavaş hâlâ güçlü bir seçmen desteğine sahipmiş... Böylece, Ankara AK Parti’nin elinden alınmış olacak.
Kılıçdaroğlu da buna benzer şeyler geveliyor...
HDP’yi Meclis’e sokmuş olmanın ağır töhmetinden kurtulmak için, parti bazında bir ittifak çalışması içinde olmayacaklarını, bunun yerine “bölgesel ittifakı” benimseyeceklerini söylüyor.
Faik Öztrak’ın alınganlık gösterdiği yazımda da belirtmiştim...
İttifak “yapmıyormuş gibi” görünüp, Doğu’daki seçmenlerini HDP’ye yönlendirecekler. Batı’dan da HDP desteği alacaklar.
İlk hedef, varoşlardaki HDP oylarıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmak.
HDP, kazanma ihtimali bulunmayan illerde aday göstermeyecek... Ya da “zayıf aday”la çıkıp, seçmenlerini “el altından” CHP’ye yönlendirecek.
İstanbul’u garanti etmek için de, Muharrem İnce’ye gidilecek.
Böylece, İstanbul ve Ankara “düşmüş” olacak...
Hâlâ “Cumhurbaşkanı adayı” etiketiyle dolaşan İnce, Kılıçdaroğlu’nun bu “ince” manevrasına “evet” der mi? “Evet” deyip, bugüne kadarki kazanımlarını ve imajını yok pahasına elden çıkarır mı? Göreceğiz...
Başlıkta, “Bu saçma sapan adamla mı seçim kazanacaksınız?” diye sormuştum.
Sorum CHP’lilere...
Hayır, İnce’den değil, Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyorum.
Bakın, muhterem geçenlerde nasıl bir açıklama yapmış: “Biz hangi gerekçeyle genel başkanı değiştireceğiz? Bir ideolojik felsefe olması lazım... Bana bir felsefi derinlik gösterebilirseniz ben, bırakın kurultay yapmayı, vallahi yarın sabah çekip giderim.”
Öyle bir açıklama ki, insanın, “Sen hangi felsefi derinlikten geliyorsun? FETÖ kaseti olmasaydı, nasıl genel başkan seçilecektin?” diye sorası geliyor.
Malzeme bu...
CHP, işte bu “malzeme”yle seçime gidiyor!