Benim şu günlerdeki kahramanım Enerji Bakanı Taner Yıldız... Türkiye’de Enerji Bakanlığı son üç yıldır yalnız Türkiye’yi değil, bütün Ortadoğu’yu hatta Kafkasya coğrafyasını değiştirecek işler yapıyor ve bu yapılanlar, bu coğrafyadan yola çıkarak, şu anda dünyanın var olan dengelerini değiştirecek adımları içeriyor. Sonra Taner Yıldız, bu coğrafyanın herhangi bir ülkesinde, Irak’ta, İran’da, Azerbaycan’da falan ortaya çıkıyor ve sanki o ülkeye sıradan bir protokol ziyareti yapmış gibi, Putin gibilerin ‘bir dakika n’oluyor’ diyeceği açıklamaları, sanki o ülkenin birkaç köyüne Türkiye elektrik ihraç etmiş de, teşekküre cevap veriyormuş sakinliğinde yapıyor.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Gül’ün Gürcistan ziyareti vesilesi ile Gürcistan’da bulunan Taner Yıldız, Rusya’yı, Almanya’yı ayağa kaldırması muhtemel açıklamaları, Gürcistan Enerji Bakanı Kaladze ile yaptığı görüşmeden sonra, şöyle yaptı: “Bugün Gürcistan’da Tiflis’te değerli meslektaşım Sayın Kaladze ile görüştük ve enerji sektöründeki yapacaklarımızı ve şu ana kadar yaptıklarımızı değerlendirdik. Tabii Gürcistan özellikle gerek Azerbaycan gerekse Gürcistan’la alakalı elektrik, doğalgaz ve petrol konusunda son derece önemli bir geçiş ülkesi ve bizim Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı ve Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hatlarının bir geçiş merkezi. O açıdan gerek doğalgazla alakalı gerekse petrolle alakalı işbirliğimiz devam edecek.” Bakan Yıldız, burada açıkça Türkiye’nin Azerbaycan ile Gürcistan’ı birbirine bağlayacak enerji ve transit geçişleri yapmakta olduğunu anlatıyor. Tabii Bakü-Tiflis-Kars demiryolunu da buraya eklediğinizde ortayla çıkan tam şudur; Türkiye, Hazar’ın batısı ve İran’dan başlayarak güneyi ve Türkmenistan’dan başlayarak doğusunu enerji ve transit geçişlerle birleştiriyor.
İran devreye giriyor!
İşte tam Bakan Yıldız bu açıklamaları yaparken, İran’dan bunu anlatan çok önemli bir açıklama geldi. İran, Türkiye’nin denetimindeki Güney Enerji Koridorunu’na (Güney Gaz Koridoru’nun genişletilmiş hali) katılmak istediğini söyledi. Öte yandan Yıldız’ın belirttiği gibi, Irak Kürdistan bölgesinden gelen petrolün ihracatı başlayabilir. Şu anda Irak’tan Türkiye’ye ihracat devam ediyor. Ancak tam burada iki önemli konu var; birincisi Bakan Yıldız, bu petrolün alıcısı -işleyicisi- olacak olan TÜPRAŞ’ın şimdilik bu mala talip olmadığını da söyledi. Bakan Yıldız, ‘biz petrolün arz güvenliğinden sorumluyuz, ticaretinden TÜPRAŞ sorumlu’ diyor. Bu, çok anlamlı; TÜPRAŞ, Irak ham petrolünü rafine etmek için almak istemiyor. Ama şunu da söyleyelim; TÜPRAŞ’a rakip geliyor; hiç endişe etmesin... Almak istemesin; yakında birkaç tane alan bulacak yakın çevresinde...
Öte yandan Türkiye’nin, K. Irak petrolünün özelleştirilmesi ve Halk Bankası’nın da içinde olduğu bir yapının bütün bu ticari ve finansal çevrimi konsolide etmesi için de çalıştığını biliyoruz.
‘Çilek’
Bütün bunların üzerine belki de şu haberi ‘çilek’ olarak koymalıyız; Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, İran’a yönelik biri petrol diğeri doğalgaz olmak üzere iki boru hattı için İran’la anlaşma yaptı. Doğalgaz, İran’dan Kürt bölgesine, petrol de Kürt bölgesinden İran’a akacak. Projeyi İran finanse ediyor. Şimdi bu haberi İran’ın ‘biz de Türkiye’nin denetimindeki Güney Enerji Hattı’na katılmak istiyoruz’ çıkışıyla birlikte okuyun. Zaten Türkiye, İran’dan çıkarak, TANAP’a paralel, Anadolu’dan geçerek Avrupa’ya ulaşacak boru hattının kamulaştırma işlemlerini çoktan yaptı. Sonuçta, Irak Merkezi Yönetimi, bizdeki tekelci sermaye, (Bakar mısınız, ihtiyaçları yokmuş Irak ham petrolüne) Almanya, Rusya, ABD’deki ‘Çay Partisi’ gibi neoconlara paralel teşkilatlar, Musul-Kerkük kaynaklarının doğrudan Türkiye üzerinden şimdilik ticarileşmesine izin vermezlerse, bu kaynaklar ilk önce İran’a sonra da Türkiye’ye gelecek; hem de İran kaynaklarını da içine katarak... İşte böyle; bunları görmeniz lazım...
Putin’in gördüğü
Bakın Putin bile gördü; Putin’in AB’nin ve ABD’nin yaptırımları umurunda bile değildi ama Bakan Taner Yıldız’ın Gürcistan’da, yukarıda anlattığım açıklamaları yapmasından saatler sonra, Rus askerlerinin Ukrayna sınırlarından çekilmeye başlayacağını söylemeye başladı. Rusya’nın şu an tek korkusu, Türkiye ile birlikte İran’ın devreye girerek hızla Güney Enerji Koridoru’nu oluşturup, Kafkaslar’da ve Ortadoğu’da enerji ve ticari geçişlerde öneminin azalmasıdır. Putin, bizim yukarıda anlattığımız bütün bu gelişmeleri gördükten sonra süngüsünü indirmek zorunda kalmıştır.
ABD ne yapıyor?
Tabii ki bütün gelişmeler, Türkiye’de ‘muhalefet’ yaptığını sanan çevrelerin hiçbir zaman göremeyecekleri gerçeklerdir. Çünkü bütün bunlar onların niye muhalefet bile olamadıklarını bize gösteriyor.
Bu çevrelere bu hafta bir kötü haber de ABD’den geldi tabii. Fed Başkanı Janet Yellen, öyle kolay kolay faiz artırmayacaklarını söyledi. ABD, AB’yi ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu ve Çin sınırına kadar giden bu büyük coğrafyayı dikkatle izliyor ve buradaki sınırları değiştirecek ekonomik gelişmelerin de farkında...
Bunun da temel nedeni şu; ABD’nin toparlanması için bütün bu bölgenin, gelişmekte olan Asya dışında da, hem teknoloji yoğun mallara talep yönünde, hem de finans piyasaları yönünde derinleşmesi gerekir. Bu açıdan, ABD’de Obama yönetimi, Cumhuriyetçiler’in aksine, baskıcı ulus devletleri öne çıkaran ve kendisine bağlayan bir strateji yerine, bu ulus devletleri açan, bölgesel inisiyatifi onlara bırakan ve buralarda ekonomileri açıp, piyasaları derinleştiren yeni bir strateji izliyor.
Cumhurbaşkanlığı süreci belli oldu!
ABD, AB’nin de ancak bu şekilde, kendi doğusuna doğru genişleyip, krizle başa çıkacağını düşünüyor. Bu açıdan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yeni genişleme çizgisi de ancak AB’nin, Türkiye gerçeğini görmesi ve Türkiye ile yeni bir sayfa açması ile başarılı olabilir.
Tabii ki bütün bu olumlu gelişmelere Türkiye’nin de olumlu cevap verebilmesi gerekiyor. Farkında olup yaptıklarımız ama bir o kadar da farkına varmadığımız ve yapamadığımız ‘iş’ var. Ekonomide şu 10. Beş yıllık Kalkınma Planı’nın başlıklarını hayata geçirmekle işe başlayalım ve bunun önündeki engelleri hızla kaldıralım.
Öyle gözüküyor ki Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve seçiminin konturları belli oldu. Güçlü ve yetkilerini tam kullanan halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin yolunun üzerindeki birçok engeli kaldıracak ve yeni bir dönemi başlatacaktır. Buna inanıyorum.