Bu aralar Avrupa gergin ve tedirgin. Biraz da kaotik. Yaşlı kıtanın iki önemli başkenti Londra ve Paris tarihi bir süreçten geçiyor.
İngiltere, Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı aldığı günden bu yana bu kararın Ada için doğru olup olmadığını tartışıyor. Öyle ki İngiltere Başbakanı Theresa May, siyasi kariyerini riske ederek ilerliyor ayrılık yolunda. May, dün akşam AB ile kesin ayrılığın mart ayına ertelendiğini açıkladı. İngilizler AB konusunda gittikçe kutuplaşmaya doğru gidiyor.
Ve yangın yerine dönen Paris...
17 Kasım’da başlayan protesto gösterileri her hafta şiddetlenerek devam ediyor. Olaylarda bir kişi öldü. Yüzlerce kişi yaralandı. Şimdiye kadar 5 bine yakın kişi gözaltına alındı. Fransız polisi aşırı güç kullanmakla suçlanıyor.
Çıkış noktası akaryakıt fiyatlarını protesto olan gösteriler daha sonra hükümet karşıtı bir harekete dönüştü. Çoğunluğunu az gelirli kırsal nüfusun oluşturduğu bu kızgın kitle; Fransa’nın zenginliğine ortak olmak istiyor. Gelir dağılımında adalet istiyor. Elit kesim tarafından horlanmak istemiyor. Emeğine değer ve kendisine saygı istiyor.
Fransa tarihinin en büyük sokak hareketlerinden biri olan bu protestoları Avrupa medyası nasıl görüyor, bizim medyamız nasıl görüyor?
Ana akım Türk medyası genel olarak protestoları ayrıntılı olarak vermeye çalıştı. Bu süreci, başta Suriye iç savaşı sırasında öne çıkan muhabiri Bülent Çulcuoğlu’nu Paris’e gönderen TRT Haber olmak üzere, A Haber, CNNTÜRK ve 24 en iyi şekilde izleyicisine aktaran haber kanalları oldu.
Fransa’ya kör sağır olan bazı medya kuruluşları ise TRT Haber muhabirine sözlü saldırıda bulunan ve olaylar sırasında hedef gösteren maskeli bir terör sempatizanının sözlerini internette dolaşıma soktu. Paris yanarken ve yağmalanırken onlar Türk kanallarını hedef aldı.
BBC’nin İstanbul muhabiri Selin Girit için ayrı bir parantez açmam lazım. Paris’teki olaylarla ilgili twitter hesabından neredeyse hiç bilgi paylaşmayan bu kişinin, olayların ‘pik’ yaptığı cumartesi günü attığı tweet ne olsa beğenirsiniz! TRT Haber muhabiri Bülent Çulcuoğlu’nun saldırıya uğramasına ilişkin gösterdiği sevinç mesajı! Bağımsız gazetecilik diye mangalda kül bırakmayan bu kişinin bir meslektaşının maruz kaldığı saldırıyı böyle heyecanla karşılaması en hafif tabiriyle tutarsızlık. Olaylarla ilgili paylaşımda bulunmayı tercih etmeyen Girit, bir meslektaşının maruz kaldığı kötü duruma alaycı bir tavırla yaklaşması tam bir skandal. Bir de gelen tepkiler üzerine “ben Fransa muhabiri değilim” deyip kendince akıllılık yapıyor. Selin Girit’in taraflı haberciliğin ötesine geçerek tamamen ideolojik kaygılarla haberleri manipüle ettiğini düşünüyorum. Bunu en net Gezi sürecinde attığı tweetler ve yaptığı yayınlarda görmüştük. Merak ettiğim şey ise; BBC gibi köklü bir yayıncı kuruluşun böyle muhabirlerle nasıl çalışabildiği!