Maraş merkezli iki depremin sonuçları afetin büyüklüğü hakkında herhalde artık Kemal Kılıçdaroğlu'nu bile ikna etmiştir diyeceğim ama kendisi yıkıcı sonucun müsebbibi olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni işaret etmiş. Öyle anlaşılıyor ki 6'lı masa birlikte yönetseydi ülkeyi böyle bir deprem yaşansa bile sonuç bu kadar vahim olmayacakmış.
Bir de "Asrın felaketi" deyip abartıyormuşuz olan biteni. Sonuçta bir kepçe göndererek Hatay Havalimanı'nı onarabileceğini düşünen bir tecrübe ve vizyon noksanından böylesi bir afet karşısında yara saracak, işin ucundan tutacak bir çaba beklemekte hata etmişiz. CHP'nin bu süreçte yaptığı tek şey, açık konuşalım, provokasyon oldu. 10 şehrimiz depremin etkisi altında harap olmuşken, üç şehrimizde hayat tamamen durmuşken, adeta can pazarı kurulmuşken, insanlar onlarca yakınını kaybetmenin şoku içinde neye uğradığını şaşırmışken "Hatay Havalimanı'nı yapmaya gidiyoruz, gelin tutuklayın bizi" lafını edebilen biri için ne diyebiliriz ki. Ne millet olmaktan ne dayanışmadan ne kardeşlikten ne insanlıktan haberdarsınız.
Böyle bir günde bile millet olma refleksi gösteremeyenlerin kendilerine bir dönüp bakmasında fayda var. Enkazdan çıkacak yakınlarını bekleyenlerin metaneti, uzatılan yardımı "Ben aldım diğerlerine ver" diyenlerin tok gözlülüğü, canı pahasına yardıma koşanların fedakarlığı, başına bir felaket geldiğinde anında devlet refleksi göstererek organize olan bu milletin feraseti her zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayan en değerli sermayemizdir. Ve siz güzel hasletlerle maruf bu millet için siyaset yapmaya layık olmadığınızı bir kez daha gösterdiniz. Çünkü derdiniz millet değil.
Böyle deprem görülmedi!
Cuma günkü yazımda Gaziantep Nurdağı, Maraş merkez ve Hatay merkezde geçirdiğim günlerin izlenimlerini paylaşmaya çalışmıştım. Eksik kaldığını düşündüğüm birkaç hususa daha değinmek istiyorum.
Koordinasyon ve geç kalma bahsi hala konuşuluyor. Bizim sahadan edindiğimiz izlenim enkaz başında yakınlarını bekleyenlerin ilk günle ilgili böyle bir siteminin olduğu yönünde. Ancak bu kadar büyük bir yıkımda ilk 24 saatte, yıkılan tüm binaların başına eş zamanlı olarak tam teçhizatlı arama kurtarma ekiplerinin ulaşması imkansız. Bir gazete haber yapmış, AFAD'ın birkaç yıl önce Maraş için yaptığı bir tatbikatın raporundan hareketle AFAD'da da afet yaşandı demeye getiriyor. Sadece Maraş'ta yaşanmış olsaydı bu deprem ve ilk 24 saatte hala başına ulaşılmamış enkaz olsaydı bu ithamı haklı bulabilirdik.
6 Şubat depremleri, şiddetleri, büyüklükleri, peş peşe olmaları, yer yüzeyine yakınlıkları, karada gerçekleşmeleri, fay hatlarının yoğun yerleşim merkezlerinden geçmesi, neredeyse 2 dakika sürmesi, yaklaşık 250 km'lik bir hattın tek seferde kırılması ve Hatay, Adıyaman ve Maraş başta olmak üzere 10 ilde etkili olması ve kötü hava koşulları gibi çok sayıda olumsuz koşulu aynı anda barındıran dünya üzerindeki muhtemel tek afet.
İktidara vurmak adına bu gerçeği gizlemek ne habercilik ne de insanlık.
Dezenformasyon depremi!
Bu süreçte sosyal medyanın teyit edilmemiş paylaşımlarla dolu olduğunu biliyoruz. Kimisi bunu bile isteye yaptı. Toplumsal infial oluşturmak adına asılsız paylaşımlar yapmak bir kesim için ideolojik spor haline gelmiş durumda. Gezi kalkışmasından bu yana aşinayız bu tiplere.
Aynı şeyi depremle yeniden yaşadık. Oğuzhan Uğur adında bir fenomenin barajın depremden hasar gördüğüne dair paylaşımı üzerine, kurtarma ekipleri enkazlardan ayrılmaya başladı. Söz konusu kişi, bu çok vahim paylaşımını failsizleştirmek adına, daha doğrusu kendini kurtarmak için, "Çok sayıda asılsız paylaşım geldiğini, hatta bu yüzden video bile istediklerini" falan söyledi.
Depremin ardından oluşan bu dezenformasyon kirliliğiyle mücadele adına İletişim Başkanlığı'nın yaptığı çalışma çok büyük iş gördü.
Gün be gün, yanlış ve yalan paylaşımlar ve doğruları bir bülten olarak yayınlandı.
Canlı yayınların kotarılması adına sahadaki gazetecilerin anlık bilgilendirilmesi önemliydi.
Ayrıca depreme dair gerçek verilerin yurt içi ve yurt dışı ile paylaşımı noktasında da tek elden önemli bir çalışma yürüttü İletişim Başkanlığı.
Uluslararası dayanışma
Depremin beşinci dakikasında devlet 4. dereceden acil durum çağrısını dünyaya duyurdu.
Bu demektir ki ilgili makamlar depremin ilk anından itibaren harekete geçti. Daha beşinci dakikada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuyla ilgili açıklama yapacak duruma gelmişti.
AFAD, deprem olur olmaz tüm arama kurtarma eğitimi almış gruplara çağrı yaptı. 4.20'de gerçekleşmiş deprem için İstanbul'daki ilçe belediyeleri arama kurtarma ekiplerini saat 8'de havalimanına göndermişti.
Bölgeye intikalin geç olması hava koşulları ve yolların parçalanmasından kaynaklandı.
Buna rağmen ikinci günden itibaren yabancı arama kurtarma ekipleri dahi gelmeye başladı. Bu süre zarfında başta Azerbaycan, Katar ve Kuveyt olmak üzere İslam ülkelerinin Türkiye'ye verdiği destek, Türk halkıyla dayanışmasını da unutmayalım.
Bölge ülkelerdeki Türk Büyükelçiler üzerinden hem sahra hastanesi hem maddi yardım hem de arama kurtarma ekipleri gönderdiler. Sağ olsunlar.