MGK...
Milli Güvenlik Kurulu...
Adında "milli" vurgusu yapılan sayılı kurumlarımızdan.
Rahmetli Atatürk her türlü detayın üzerinde titizlikle durmuş bir lider.
Kurumları tanımlarken önemini vurgulamak adına kritik gördüklerinin başına "milli" kelimesini özellikle eklemiş.
Milli Savunma Bakanlığı.
Milli Eğitim Bakanlığı
Milli İstihbarat Teşkilatı.
Sonrasında bu gelenek devam ettirildi.
Bu mantıkla kritik kurumlarımızdan "güvenlik kurulunun" başına da "milli" kelimesi eklendi ve adı Milli Güvenlik Kurulu oldu.
Sıra Dışı Toplantı...
Kurul geçtiğimiz gün toplandı.
Toplantı esnasında yaşananlar diğer toplantılardan farklı bir görüntünün oluşmasına neden oldu.
Bu farkı yaratan toplantı esnasında yaşananlar ile toplantı sonrası yayınlanan bildiriydi.
Yedi maddeden oluşan bildiri öncekilerden çok farklıydı ve görmek isteyene Türkiye'nin geldiği noktayı gösteriyordu.
Bildiri...
Eskiden bildiriler hep içe dönük genellikle de irticai faaliyetler diye başlayan metinlerden oluşurdu.
Biz o bildirilerde FETÖ'den hiç bahis görmezdik.
Biz o bildirilerde hiç dışa dönük politikalar görmezdik.
Biz bu toplantılarda birilerinin bize belirlemiş olduğu içe dönük alan da oynar dururduk.
Oysa dün yayınlanan yedi maddelik bildirinin maddelerinde; FETÖ, PKK, Irak, Afrika, Rusya, Ukrayna, Diğer Dünya devletleri ve hepsinden önemlisi giderek yayılan İslamofobi konusunda dışa dönük çok geniş çerçeveli bir değerlendirme görüyorsunuz.
Bu açıdan bakıldığında bu bildiri son yılların en önemli ve en kapsayıcı bildirisi olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda bu bildiri Türkiye'nin küresel gücünü de gösteriyor.
Toplantıda Yaşananlar...
Toplantıya yaşanan duygusal anlara gelince.
Askeri komuta katından bazı isimler emekliye sevk edildiklerinden toplantıya son kez katıldılar.
Emekliye sevk edilen komutanlardan biri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Musa Avsever, diğeri ise Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan'dı.
Orgeneral Avsever'in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı o samimi vedalaşma tüm ülkede büyük beğeni aldı ve aynı zamanda hem ülkede hem salonda duygusal anların yaşanmasına sebep oldu.
Sıra dışı yaşananlara bir başka örnek ise MİT Eski Müsteşarı Hakan Fidan'a "Üstün Hizmet Madalyası" verilmesiydi.
Hakan Fidan...
Son yıllarda ülkenin en büyük kazanımı Erdoğan'ın gayretleriyle tekrar ayağa kalkan Milli İstihbarat Teşkilatımız oldu.
Onca engellemeye ve tehdide rağmen bu gelişimi tamamlayan MİT, Hakan Fidan'ın yönetiminde gerçekten dünyaya parmak ısırttı.
Bu kritik süreçte Hakan Fidan ve temsil ettiği kurumumuz bu madalyayı fazlasıyla hak etti.
Hakan Fidan'ın sözleri MİT ve ülkemizin geldiği gücü gösterdi, göğsümüzü kabarttı.
"Ben bu madalyayı, benimle beraber görev yaparken Libya'da, Karabağ'da, Suriye'de, Irak'ta sizin emirlerinizi hayata geçirmek için şehit olan arkadaşlarım adına alıyorum."
Yerleri cennet olsun yiğitlerimizin.
Musa Avsever...
Musa Avsever çevresinde çok sevilen ve halk adamı, Anadolu insanı olarak tanımlanan bir vatanseverdi.
Avsever'in 15 Temmuz ülkeyi işgal girişiminde yapmış olduğu tarihi konuşma darbenin püskürtülmesinde çok büyük katkı sağladı. Söylediği sözler darbe girişiminde büyük bir kırılmanın yaşanmasına neden oldu. İşte bu sözlerin yeniden hatırlanması Avsever'in bu makamı ne derece hak ettiğini gösterdi.
Hatırlayalım ne demişti Avsever;
"Tüm hazırlıkları yaptık. İstanbul'a müdahale için intikale başlayacağız. Bu çapulcuların, bu ajanların ülkemizin demokrasisine milletimizin birlik ve beraberliğine darbe vurmasına müsaade etmeyeceğiz."
İşte bu ve benzer özelliklerinden dolayı Avsever paşanın emekliye sevk edilmesi sürpriz bir gelişme olarak yorumlandı.
Yeni Komuta Katı Adayları...
Musa Avsever'in emekliye sevk edilmesi ile TSK tarihinde ilkler yaşanmaya başladı.
Tarihte ilk defa bir kişinin emekli edilmesiyle hem Kara Kuvvetleri Komutanlığı hem de Genelkurmay Başkanlığı makamları boşa düştü.
Boşluk kaldırmayan bir görev olduğu için gözler hemen adaylara döndü.
Adaylar içinden bir general Genelkurmay Başkanı, bir general ise Kara Kuvvetleri Komutanı olacaktı.
Bu konuda da bir ilk yaşandı.
Yeni komuta katını belirleyecek adaylar üç kişiydi ve üçü de Kara Harp Okulundan aynı yıl mezun olan (1981) devre arkadaşlarıydı.
Metin Gürak, Selçuk Bayraktaroğlu ve Ali Sivri...
Bu adaylar içinde şansı en fazla olan Metin Gürak'tı.
Çünkü Gürak iki adaydan bir yıl önce (2020 yılında) orgeneralliğe terfi etmişti.
Adaylar içinde Orgeneral Ali Sivri'nin Ege Ordu Komutanı olarak görev yaptığı dönemde emir subayı Fevzi Öztürk FETÖ faaliyetlerinden dolayı tutuklanmıştı.
Adı geçen emir subayı darbenin iki numaralı ismi hain Korgeneral İbrahim Yılmaz'ın emir subayı idi.
Bu kararın atamada etkisi oldu mu bilinmez ama genele baktığınızda YAŞ 'ta teamüller işledi diyebiliriz.
İlkler...
Atamalarda yaşanan ilklerden biri de atanacak kişinin kuvvet komutanlığı yapmadan doğrudan Genel Kurmay Başkanlığı yapacak olmasıydı.
Öyle de gerçekleşti ve Metin Gürak kuvvet komutanlığı yapmadan Genel Kurmay Başkanı oldu, ikinci aday Selçuk Bayraktaroğlu ise Kara Kuvvetleri Komutanı oldu.
Her ne kadar MGK öncesi YAŞ kararlarında yaşansa da bir diğer ilk; içlerinde bir yıl önce bir üst rütbeye terfi ettirilen generallerinde olduğu toplam 18 general ve amiralin rütbe bekleme süresi dolmadan doğrudan emekliye sevk edilmesinde yaşandı.
Her ne olursa olsun yaşananlar devletin hızıyla orantılı yaşanıyor.
Çünkü dünya dört nala koşturuyor, ülkemizde bu koşu da yarışı önlerde götürüyor.