Galatasaray şampiyon oldu, 4. yıldızı taktı. Hayırlı uğurlu olsun. Ama uluslararası arenada başarı kazanmak istiyorsa, takımın ciddi şekilde takviye edilmesi lazım.
Gerek Hamza Hoca’nın gerekse Cüneyt Tanman’ın bazı açıklamaları bu ikilinin Avrupa’da başarıdan çok lige odaklı olduğunu gösteriyor.
“Dengeler bozulmasın” sözünün hiçbir geçerliliği yoktur. Bu laf genellikle sıradan transferleri seyirciye yutturmak için kullanılır. Hagi gelmiştir, Taffarel, Drogba gelmiştir. Bunların aldıkları ücret Türk futbolcularından çok daha fazladır. Ama takıma katkıları da aynı oranda büyük olmuştur.
Başkanın futboldan anladığını söylemesi tam iki gündür transfer bekleyen taraftarın yüreğine su serpmişti. Her an KAP’tan ya da kulüpten açıklama bekleyenler, beklemeye devam ediyor. Avrupa’da başarının yanı sıra amaç arenayı doldurmak en az 40 bin kombine satmaksa, bunu ancak yıldız futbolcularla becerebilirsiniz.
Bilal çok iyi bir topçu olabilir. Ama size bir tane fazla bilet sattırmaz. Futbolda ekonominin önemi artık her şeyin önünde. Sponsor gelirlerinizi arttırmak, kombine satmak, sezon öncesi ve devre arasında bol sıfırlı rakamlara maç yapmak istiyorsanız, hemen herkesin kabul ettiği futbolcuları almak zorundasınız. Hele de başkan “Hiçbir sorunumuz yok, yeterince paramız var” derken..
Galatasaray şampiyon olup 4. yıldızı takmıştır. Ama bundan sonra başta Hamza olmak üzere futbol sorumlusu Cüneyt’in de kolları sıvayarak bütün Galatasaraylılar’ın gurur duyacağı bir takımı sezona hazırlaması gerekir.
Şimdi gelelim TFF başkanlık seçimlerine. Galatasaraylı Haluk Ulusoy başkanlığa adaylığını açıkladıktan sonra, yaşı ve çok yorulduğu gerekçesiyle 6 aylık bir dönemin sonunda Galatasaray Başkanlığını bırakan Duygun Yarsuvat’ın bu koltuğa talip olması, en azından düşündürücüdür. İki Galatasaraylı’nın kapışacağı bir seçimde Yıldırım Demirören’in koltuğu kapması kimseyi şaşırtmamalı. Bu konuda Galatasaray Başkanı’nın da bir açıklama yapması gerekir sanırım.