29.haftada averajla da olsa önünde olduğu bir şampiyonluk rakibinin 33.hafta sonunda 10 puan gerisine düşmek akıl alır bir durum mudur?
Beşiktaş, 29 haftadaki başarı gibi bu başarısızlığı da başardı!
Peki, son 4 maçta 12 puanın 10'unu yitirmesinden ötürü suçlamalı mıyız?
Yoksa 29.haftada lider, 30'da hâlâ şampiyonluk, 31'de en azından ikincilik adayı olmasından ötürü, sahip olduğu olanakları da göz önünde tutarak takıma hoşgörü göstermeli miyiz?
Dileyen dilediği yönden duruma bakabilir. Ben diyorum ki, 31.haftaya değin Şampiyonlar Ligi'ne katılma yolunda yürütebilecek performansı gösterebilmişken... Olabilirdi. Son üç haftaya değin gelebilen, gerisini de getirebilirdi...
Olmadı... Suçlama mı olmalı, nedenler mi öne çıkarılmalı.
Elbette nedenler sayılmalı. Sayılmalı ki suçlu var mı yok mu o gerçekçi biçimde ortaya konsun.
Beşiktaş'ta umudu yaşatanlarla o olguyu yıkanlar aynı kişiler. Teknik Direktör ve oyuncular...
Birinci derecede sorumlu onlar.
Biliç zaten bunu üstlendi. Ona saygı duyuyorum. İçinde bulunduğu olumsuz koşulları hiç öne sürmeden, çalıştı, didindi. Son maçın ardından da son derece nazik ve kırıcı olmayan biçimde, "Bu olanaklarla bu kadar" dedi.
Haklı.
Yöneticiler suçlanabilir. Ancak onları da mazur gösterecek nedenler var.
Evet, arzulanan amaca uygun, o yolda yürüyecek zenginlikte bir kadro kurmalıydılar. Ki takım maratonun yıpratıcılığından olumsuz etkilenmesin.
Peki, yönetici bunu yapabilir miydi?
Iıh... Müthiş bir parasal yoklukta, hele bir de gelecekte borçları ödemeye önemli katkı yapacak bir stat inşa ederken, bundan daha geniş ve daha bireysel kalite taşıyan bir kadro kurulamazdı... O zaman ortadaki olanaklara ve bu olanaklar ile taşınan yüke bakarsak... Buna karşın üç cephede koşarken uzun süre alkışlanan performansı da anımsarsak... Kimi puan kayıplarında hakem yönetimlerinin olumsuz yansımasını akla getirirsek...
Beşiktaş'ı hırpalamak yerine oturmaz. Bu kadar lokma ile bu kadar doyulur. Hem şunu da düşünelim:
Beşiktaş içinde bulunduğu olanaklarla kadrosunu ne oranda geliştirebilecek? Pek geliştiremez. O zaman... Şampiyonlar Ligi yerine Avrupa Ligi'nde olmasının da sakıncası yok... ŞL getirisinin AL'ne oranla üç kat olduğundan öte kayıp yok sayılmalı.
AL, Vodafone Arena'da daha coşku verici, kazanılacak maçlar vaat etmiyor mu? Artık konuya böyle bakmakta yarar var. Bana yavan gelmiyor bu düşünce.