Fenerbahçe, zorlu Gençlerbirliği deplasmanında oyuna sakin ve tedbirli başladı. Sarı-Lacivertliler, maçın hemen başında Sow ile bir gol pozisyonu buldu ama Sow da auta atarak mutlak bir gollük pozisyonu değerlendiremedi. Aynı Sow, ilk yarıda ikinci yarı itibarıyla yüzde 100 gol olacak bir pozisyonu da değerlendirememiş oldu.
Oyunda kaldığı süre içinde Meireles, orta sahadan iyi servis yapan üstüne üstlük bir de gollük şutuna Gençlerbirliği kalecisi Ramazan tarafından çıkarılmasıyla hemen ardından müzmin sakatlık gerekçesiyle oyunu Salih’e bırakması dikkatimi çekti. Hiçbir darbe yemeden, rakipleri faule maruz kalmayan bir oyuncu bu kadar ucuz bir şekilde oyunu terketmesi bana düşündürücü geldi.
İkinci yarı bir Gençlerbirliği hücumunda Fener ceza sahası içinde Egemen’in koluna çarpan top, bana göre penaltıydı. Ama hakem Serkan Çınar bunu görmezden geldi.
Daha sonra bir Fenerbahçe hücum karambolünde Kuyt’ın atmış olduğu Fenerbahçe golü, daha öncesinde Mehmet Topal’ın direkten dönen şutu görünmeye değer güzellikteydi. Yalnız biraz gerçekçi olmak gerekirse, Kuyt’ın atmış olduğu gol öncesinde yine Egemen’in rakibine faul yaptığını zannediyorum.
Kısacası Fenerbahçe, rakibi Gençlerbirliği’nin net gol pozisyonu olmadığı bir maçta olması gereken golleri Sow’la kaçıran Kuyt’ın bitiriciliğiyle de maça ümit bağlayan oldu. Eğer Fenerbahçe’nin kaçırdıklarının yarısı skor tabelasına yapışmış olsaydı, farklı bir galibiyet olurdu.
Geçen hafta hat-trick yapan Sow, Gençlerbirliği karşısında şutlarını kalenin hariç her yere gönderdi. Emenike oyuna girdi ama o da kaçırma geleneğine katıldı. Son dakikalarda yüzde 100’lük iki net pozisyonu harcadı. Hele son kaçırdığı top auta değil, taca kadar gitti. Hakem triosu, zaman zaman vermiş oldukları yanlış kararlarla özellikle Egemen’in penaltıya sebebiyet verdiği pozisyonu çizgi hakemin görmemesi, görüpte değerlendirmemesi futbol adına koskoca ayıp oldu.