Fenerbahçe oyuna baskılı başladı. Baskıyla birlikte pozisyonlar da bulmaya başladı. Diego’nun sert bir şutunda Sivasspor kalecisi Setkus’tan dönen topu Van Persie gole çevirerek Fenerbahçe’yi öne geçirdi.
Baskı devam ederken, Josef de Souza; gol olması gereken topu kalenin çok üzerinden havaya dikerek, takımını mutlak bir golden yoksun bıraktı. Sivas’ın ilk atağında ise Beykan’ın golü geldi. Bu golle maç eşitlenirken; Fenerbahçe savunması da seyirci kaldı.
De Souza ile Ozan’ın kaçırma rekoru devam ederken; maç sıkıntılı görüntülere sahne olmaya başlamıştı. Caner’in ortasında Kjaer’in kafa golü, bir kez daha Fenerbahçe’yi öne geçirdi.
Fenerbahçe baskılı futbol oynuyor diyoruz, pozisyonlar da buluyor diyoruz. Fakat gol atma becerisi içinde olmadığı için ister istemez beklentilere cevap veremiyor. Diego’nun erken sakatlanıp oyun dışı kalmasıyla yerine Ozan girdi. Ozan da ortaya koyduğu futbolla beklenenden uzak kaldı.
Volkan Şen’den çok umutlanmıştık. Ayağına aldığı her topla dripling yapıyor, sonra da kendini yerde buluyor. Böylesine yerden kalkmayan oyunculardan hoşlanmıyorum.
Lazar Markoviç de gol kaçırma yarışına girdi. Şampiyonluğa koşan futbolcular, bu kadar pozisyona girip gol kaçırırsa; ben de “Şampiyon takımın futbolcularına bunlar yakışmıyor” derim.
Fenerbahçe; rahat, elini kolunu sallaya sallaya kazanacağı maçı zor kazandı. Kaçırdıklarına ağıt yaksınlar.
Eğer kaçırdıklarının yarısını gole çevirmiş olsalardı, maçı farklı kazanacaklar, Noel tatilini de mutlu bir şekilde bitirmiş olacaklardı!