Tam da Amerikan askerinin postalının Irak ve Suriye’de toprağa deyip değmeyeceği tartışmalarının ortasındaydık ki, Irak’ta görev yapmış bir askerin ayağı Beyaz Saray’ın zeminine değdi... Irak’ta üç kez keskin nişancı olarak görev yapıp sonra da terhis olan 42 yaşında bir eski asker Beyaz Saray parmaklıklarını aşıp bahçeye girdi, sonra koşup binanın ön kapısından içeri dalmayı başardı. Beyaz Saray’ın ana kapısından söz ediyoruz. Başkanın girip çıktığı kapı. Kapıdan girince soldaki merdivenden yukarı çıkınca, o katta Obama’nın yatak odası var. Olacak şey değil. Sokaktan gelen Beyaz Saray’a dalıyor. Parmaklıktan kapı yaklaşık 70 metre, herşey 22 saniye sürmüş.
Köken meraklıları için askerin adı Omar Gonzalez. Texas’lı... Latin-Güney Amerika kökenli olduğu anlaşılıyor. Akıl sağlığının yerinde olmadığı, strese dayalı travma geçirdiği ve son zamanlarda arabasında yatıp kalktığı bildiriliyor. Zaten -Gökyüzünün çökmekte olduğunu- Obama’ya haber vermek için bahçeye atlamış.
Beyaz Saray’ın iyi korunduğu sanılırdı, öyle değilmiş. Cebinde 7 cm.lik avcı bıçağı ile Gonzalez’in binanın içine kadar girmesi, herşeyi yıktı. Olaydan 10 dakika önce de Obama binanın öbür tarafındaki bahçeden helikopterle havalanıyor. Denk gelse, adam başkanın önüne çıkacak.
-Bahçeye giren vurulur- sanılırdı, meğer Beyaz Saray korumaları silahsız misafirleri vurmazmış. Silahlı, üzerinde bomba kalınlığı olan ya da sırt çantası taşıyanlar hedefmiş. Saniyeler içinde koşan birinin silahlı olup olmadığını kim anlayıp karar verecek- diyene kadar zaten adam binadan içeri giriyor. Ayrıca bahçede bir korumaya tasmayla bağlı Belçika kurtları dolaşırdı. E köpek ne oldu? Olay sırasında nedense salmamışlar.
Bu aralar Beyaz Saray bahçesinden biraz fazla yol geçmeye başladı. Gonzalez olayı cuma yaşandı. Cumartesi de 19 yaşındaki bir genç aracıyla kapıya gelip içeri girmek istediğini beyan etti. Bombalı araç paniği yaşandı. Bu haberlerin sonraki eylemleri tetiklediği düşünülüyor. Yani birisi ön kapıya 22 saniyede ulaşınca, diğerleri bu rekoru kırma sevdasına düşüyor. Obama’nın seveni var, sevmeyeni var.
Postal deyince, ABD’nin Irak ve Suriye’yi bombalayarak IŞİD’i bitiremeyeceğini söyleyenlere, Obama’nın ilk savunma bakanı Robert Gates de katıldı. Cumhuriyetçi kanattan gelen Gates hem IŞİD’i yok etmenin pek mümkün olmadığını, hem de yere postal değmeden mücadele edilemeyeceğini söylüyor. Öncelikle bu -postal değmeyecek- lafı askerleri kızdırıyor. Askerler -gerekirse ve işe yararsa postal değer- diyor. Eski savunma bakanı Gates, binlerce asker yollanmasa da, az sayıda postalın, özel kuvvetlerin, yer hedef göstericilerin, eğitmenlerin, danışmanların yerde olması gerektiğini söylüyor. ABD Genelkurmay Başkanı da -ihtiyaç olursa, başkandan postal talep edeceğim- demişti. Bu iş neden önemli? Herkes biliyor ki bir tane postal yere değdikten sonra o sayının yüzbinlere ulaşması gayet kolay. Orada da kolay yol oluyor. Gonzalez 3 kez Irak’a postalıyla gitmiş, sonra da bahçeye atladı.
Peki IŞİD yok edilemeyecek mi? Eski Bakan Gates 13 yıldır El Kaide’nin yok edilmediğini hatırlatıyor. Kendince daha gerçekçi hedef koyuyor: IŞİD’i Irak’tan atmak ve böylece örgüte sürekli barınacağı arazi bırakmamak.
Tamam da, Suriye ne olacak? Irak’ta ve Suriye’de Sünniler ne yapacak? Bir başka Obama savunma bakanı Panetta: Suriye’de geç kalındı- dedi. Panetta, Suriye muhalefetine silah verilmesini savunmuş, Obama’yı ikna edememişti. Boşluktan IŞİD’in doğduğuna inanıyor. CIA Başkanlığı da yapmış olan Panetta, ABD’nin Irak’tan toptan çekilmesinin de boşluk yarattığını söylüyor. Yani Panetta, Suriye-Irak’ta gelinen noktadan ve IŞİD’den Obama’nın -hadi kısmen diyelim- sorumlu olduğunu ima ediyor. Bu iddia epey iç siyaset tozu kaldırır. Ve Panetta da IŞİD ile mücadelenin çok uzun zaman alacağını söylüyor. Eski Savunma bakanları sözlerini sakınmıyor. Beyaz Saray’ın bahçesini korumak, Irak ve Suriye’yi kurtarmak kadar önem taşıyor.
twitter.com/selimatalayny