Türkiye, artık emperyalist güçlerin arkasına takılmadığı için kimi zaman doğrudan kimi zaman da dolaylı olarak hedefteki ülke konumundadır.
Son olarak emperyalist güçlerin tüm gücüyle desteklediği Gazze soykırımı karşısında sesi en çok ve en yüksek çıkan ülke olduğu için bitme noktasına gelmiş ve kaçacak delik arayan bir terör örgütü eliyle Türkiye tehdit edildi.
Bu tehdit 21 yiğidin şehadetiyle tekrar etmiş oldu.
Bu saldırı aslında emperyalist kaynakların saldırısıydı. Ama terör örgütüyle kamufle etmek istediler.
Onlar öyle istemiş olsalar da Türkiye bu tehdidin adresini açıklayarak 'farkındayız' dedi!
TBMM kayıtlarına geçti.
16 Ocak 2024 Salı günü, meclisi bilgilendiren Milli Savunma ve Dışişleri bakanları sadece meclisi bilgilendirmediler, bütün dünyaya da oynanan oyunun farkında olduklarını ilan ederek ilgili çevreleri uyardılar.
Milli Eğitim Bakanlığı ve TBMM Dışişleri Komisyonu başkanlığı yaptığı dönemde vesayet odaklarını ürküten Vehbi Dinçerler Bey bu hususta diyor ki:
"Çok önemli olan iki noktayı dile getirmek istiyorum:
1. Terör konusunda hükümet adına ilk defa İçişleri Bakanı değil Dışişleri Bakanı söz söyledi. Hükümet bu tercihle ne demek istedi?
PKK terörü içerde çok büyük ölçüde bitirilmiştir, iç mesele olmaktan çıkma noktasına gelmiştir; ama yurtdışında destek bulmayı ve yurtdışı güçler tarafından kullanılmayı sürdürmektedir.
2. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, PKK terör örgütünün hamilerinin ve destekçilerinin başında ABD'nin geldiği gerçeğini, yıllardan beri bilinen bu gerçeği, ilk defa Yüce Meclis kürsüsünden açık seçik ilan etmiştir; bu irade bir ilktir, Türkiye'nin gücünü gösteren cesur bir çıkıştır. Ayrıca Rusya'nın tavrını da eleştirmiştir."
Evet, TBMM tutanağına geçen şu ifadeler fevkalade önemlidir:
"Amerika Birleşik Devletleri DAEŞ'le mücadele bahanesiyle örgüte teknoloji ve askerî teçhizat desteği vermektedir.
Amerika'nın bu faaliyetlerine bazı Avrupa ülkeleri de ayrıca destek vermektedir.
Rusya -diğer taraftan- Fırat'ın batısında özellikle Tel Rıfat ve Münbiç'te PKK varlığına göz yummaktadır."
Ayrıca Bakan Fidan'ın Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile ilgili uyarısı da önemlidir.
Çünkü KYB'nin örgütle ideolojik ortaklığı biliniyor.
KYB'li Kerkük valisinin PKK'yı bölgeye davet ettiği ve Sincar'a yerleşmesine göz yumulduğu da bilinen gerçeklerdendir.
Bir diğer gerçek ise, Celal Talabani'nin 2017'deki ölümü sonrası KYB içinde yaşanan liderlik bunalımı ve tarafların güç kazanabilmek adına kurduğu bağlantılar KYB ile PKK arasındaki işbirliğini kuvvetlendirmiş olmasıdır.
Süleymaniye'nin, PKK merkezi haline geldiği ve örgüt mensuplarına oturma izni verildiği de gözlerden kaçmamıştır. Böylece örgüt unsurlarına, Süleymaniye'de siviller arasında gizlenme imkânının sağlandığı malumdur.
Geçmişte, KYB'nin PKK ile yaptığı gizli anlaşmalarla Süleymaniye'de PKK ofisleri açılmasına müsaade edildiği de biliniyor.
Süleymaniye'de örgüte sağlık hizmetlerinin verildiği ve havaalanlarının örgütünün hava üssü gibi kullanıldığı biliniyordu ancak 2023 Mart ayında Irak'ın kuzeyinde düşen PKK helikopterlerinin Süleymaniye ile Kamışlı arasında personel ve malzeme taşıdığı ortaya çıkınca bu gerçek artık sırıtmaya başladı!
Ankara, başından itibaren PKK ile artan ilişkileri konusunda KYB'yi uyardı.
Bu uyarı sonucunda 2017'de Ankara'daki KYB bürosu ve Süleymaniye'deki Türkiye'nin Konsolosluk Ajanlığı 26 Aralık 2019 tarihinde kapatıldı.
3 Nisan 2023'ten beri Süleymaniye Havalimanı'na giden ve oradan kalkan uçakların Türk hava sahasını kullanmalarına izin verilmiyor. Türkiye KYB ile angajmana girmiyor, Türkiye'ye ziyaret talepleri kabul görmüyor.
Türkiye KYB'nin PKK ile bağlarını tam olarak sona erdirmesini istiyor ve bu gerçekleşene kadar da benzer tedbir almaya devam edecek.
Evet, Türkiye birilerinin zannettiği gibi bölgede emperyalistlerin baskılarına boyun eğmemiş, tam tersine emperyalistlerin maşalarına karşı da gereken tedbirleri almıştır/almaktadır.
Elbette ki önemli olan bu maşaları tutan eldir.
O el de artık biliyor ki, Türkiye kendi çıkarlarını koruma hususunda kararlıdır ve bu kararlılığını güçlendirmek için tam bağımsızlık yolunda ciddi adımlar atmaktadır.
19 Ocak 2024 Cuma günü de Yalova'da Deniz kuvvetlerine teslim edilen yerli imalat savaş gemileri anlayana çok şey anlatmaktadır!
Artık Türkiye'ye düşmanlık edenlerin düşüneceği, çok ama çok düşüneceği dönemdeyiz!