Egemenler Gazze'yi susturmuyor! Bunun yerine çarpıtıyorlar. Onun katil olduğunu, onun haksız olduğunu, onu savunanların terörist olduğunu iddia ediyorlar. Ellerindeki güçlü medya teknolojileriyle yalanlarını doğru gösterebileceğini düşünüyorlar. Gazze'nin şanlı direnişini ters yüz edebileceklerini sanıyorlar. Güç, onlara istediklerini haklı göstereceği vehmini veriyor. Gücün en üst çıtada ürettiği zehirdir bu. Bilinci körleştiren, bakışı şaşı yapan bir zehirlenme. Tarih boyunca Firavunlar da, Nemrutlar da, Neronlar da bu güç sarhoşluğuyla hareket etti. Tanrılık iddiasıdır bu. Gücü tanrılaştırmak. Nietzsche, buna "Üstün İnsan" diyor. İnsanın her şeyi yapma kudretini kendisinde görerek tanrılaşması.
Zibidi çaylağı ne diyor? Hani bütün insanları tanrı ilan eden, Homodeus diyerek insanı kendisine tapmaya çağıran Siyonist Harari.
"İsrail nükleer silah kullanmalı".
Silahla, bilimle ve parayla dünyanın en güçlü varlıkları olduğuna inanıyor Siyonistler. Bu nedenle her şeyi yapma da hakları oluyor. Nükleer silah da kullanır, hastanede yıkar, çocukları da katleder, BM'nin kanunlarını da tanımaz. Bir "Ulus Tanrı" hevesi. Buna Nationdues adını veriyorum. Siyonizm, İsrail'i bir Nationdeus olarak inşa etmiş. Bu nedenle her şeyi yapma kudreti ve hakkını kendisinde görüyor. Geri kalan milletleri de kendisine köle sayıyor. Onlara ancak itaat edebilirler. Sözleri olmaz. Söz dinlerler. Mutlak olan, ölçü olan Nationdeus olan İsrail. "Üç bin yıllık özlem" diyor bir Siyonist Rothshild. Üç bin yıl boyunca Ulus Tanrı olmayı bekleyen bir bilinçaltı!
İsrail, bu siyasal bilinçaltının eseri. İsrail psikanalizi budur. Orada kudurmuş öfkenin, patolojik umutların, güç tapıcılığın ve Ulus Tanrı olmanın güdüleri baskın. Bu güdülerle dolup taşıyor. Bundan dolayı da siyaseti bu güdüleri doyurmaya koşuyor. Yıkmak, kan dökmek, çeteler kurmak, çocukları katletmek... Ancak böyle mutlu olacağını düşünüyor. Çünkü kan, ateş, yıkımlar ile doyuma ulaşacağına inanıyor.
Bir siyasal haz!
Psikolojik kökleri derin olan bir ulusal haz. Kolektif olarak ortaya çıkıyor ve yine kolektif olarak tatmin ediliyor. Filistin'i yıktıkça, Filistin hastanelerinde iyileşmeyi bekleyenlere bomba yağdırdıkça, kilise ve camileri yıktıkça haz duyuyor. Kin ve nefreti doyuma erişiyor. Ölümden ve öldürmeden duyduğu zevk duygusuyla tatmin oluyor.
Ölümcül hazlarla insan olmaktan çıkıyor. Bambaşka yaratıklara dönüşüyor. Bencil ve egoist bir ulus bilinci haline geliyor. Bu ulusun varlığı, bütün ulusal varlıkların üstüne çıkıyor. Bu nedenle başka milletler umurunda olmuyor, dünya umurunda olmuyor. Dünya İsrail, yani Nationdeus bir de köleler diye ikiye ayrılıyor. İsrail, Tanrı gibi tektir, biriciktir, mutlaktır! Diğer devletler ve uluslar ancak ona hizmet ettiği ve buyruklarına uyduğu ölçüde yaşama hakkına sahip. Para ile gelen güçle, tarihte ilk defa bütün dünya tek bir devletin önünde hazır ola geçiyor.
İsrail, bunu hissettikçe kendinden geçiyor. Tanrı olduğunu hissederek çılgına dönüyor. Kan daha da artıyor, çocuklar daha fazla katlediliyor, BM kanunları daha fazla çiğneniyor. Tehdit ve şantajlar daha da çoğalıyor.
İsrail, bu hazda geberecek!