Atmosferin hızına termometreler yetişmekte zorlanıyor bu ara. Hava sıcaklığı bir gün 26, ertesi günü 5 derece! Kısa sürede, sıcaklıkta yaşanan bu büyük dalgalanma en çok sağlığımızı etkiliyor. Yaklaşık 20 derecelik ani sıcaklık değişimine adapte olmak isteyen vücudumuzda önce bağışıklık sistemi zayıflıyor. Sonra gelsin hastalıklar ve doktor reçeteleri...
İnsan vücudu güne başlarken önce havaya adapte olmaya çalışır. Havanın değişkenliği arttıkça bu adaptasyon süreci biraz daha enerji gerektirir. O yüzden enerjiyi temin edemeyenlerin kapısını önce hastalık çalar. Aslında dengesiz atmosfer koşullarında gerekli enerjiye sahip olmanın çok basit yolları var. Önce uyku düzenine dikkat etmek, düzenli ve sağlıklı beslenmek gerekiyor. Aktif ve hareketli bir hayat tarzını benimsemek de çok önemli. Düzenli miktarda tüketilen mevsim sebze ve meyveleri gerekli vitamin kaynağını depoladığından, geçiş döneminde sizi rahatlatacak yardımcılar olacaktır. Bu kuralları uygulayabiliyor ve beraberinde stres ve koşuşturmadan uzak rahat bir hayat sürüyor, temiz hava soluyor ve temiz su içebiliyorsanız, hava değişimlerinden korkmanıza hiç gerek yok.
EVEREST’TEN DAHA UZUN
Kıştan yaza geçiş süreci tüm hızıyla sürerken kısa süreli ve kuvvetli hava dalgaları da birbiri ardına sıralanıyor. Soğuk ve sıcak hava dalgaları, yarış halindeler bu geçiş döneminde. Soğuk hava dalgaları artık ömrünü tükettiğinden habersiz, tahtını kimseye kaptırmak istemezken, sıcak hava dalgaları tüm enerjisiyle zorla giriyor araya. Bu iki hava dalgasının taht savaşı sürerken Cümülonimbüs (Cb) krallığı başlıyor sessizce.
Yer seviyesinde hava sıcaklığındaki bu ani artışlar, atmosferdeki nem yükünün artmasına ve Cb bulutu oluşumuna ortam sağlıyor. Everest Dağı’ndan bile daha uzun olabilen Cb bulutu, şiddetli yağışlar, yıldırım ve fırtınalara neden oluyor. Bu gücü yüzünden de ‘bulutların kralı’ deniyor.
Cb bulutu, şu dönemler Türkiye gibi orta enlem ülkelerinde daha sıklıkla yaşanan yıldırımların tek kaynağı. Normalde tüm dünyada saniyede 40-50, yılda yaklaşık 1.4 milyar kez yaşanabiliyor yıldırım. Özellikle de tropiklerin vazgeçilmezi olan ve en çok orada görülen yıldırım, mevsim geçiş dönemlerinde Türkiye’de de sık yaşanıyor. Cb, atmosferin en üst tabakalarına kadar ulaşabilen, büyüklüğüyle doğru orantılı fazla elektron yüklü bulutlar. Bulut tabanı negatif, bulutun üst tarafı pozitif yüklenme eğilimi içine girer. Yerküre de pozitif yüklüdür, yer ve bulut içindeki yük dengesizliği yıldırımın oluşması için gerekli ortama zemin hazırlıyor. Ani sıcaklık artışları da işte bulutun oluşması ve gelişmesi için gereken şartları sağlar.
Yükseldikçe soğuyan hava parseli, bu bulutun körüğü gibi çalışır ve bulut içindeki sıcaklık eksi 50 dereceye düşebilir. Sadece sıcaklık değil, Cb bulutu içindeki basınç da değişken olduğundan, ciddi türbülans ve çok kuvvetli fırtınalar oluşturabilir.
CB BULUTUNA DİKKAT!
O yüzden bu dönemde yağış uyarılarını dikkate almak gerekiyor. Sel, taşkın ve yıldırım gibi ölümcül sonuçlar doğurabilecek olaylar ülkemizde genellikle bu dönemlerde yaşandığından, sel ve taşkına karşı, yağış anında dere yatağı çevrelerinde, yıldırıma karşı, ormanlık arazide, ağaç altında, açık denizde ya da çıplak arazide bulunmaktan kaçınılmalı. Çünkü Cb bulutu sürprizlere açık. Everest Dağı’nı geçen yüksekliği, içindeki aşırı soğumuş hava parseli, oluşturabileceği kuvvetli fırtına ve taşıdığı elektrik yükü sebebiyle atmosferde krallığını ilan eden Cb bulutuna karşı bu aralar dikkatli olalım. Zira “Fena kralların saadeti, halkın felaketidir” atasözündeki gibi o gücünü artırdıkça, bizim için zor zamanlar başlamış olur.