Ülkemizde yaşanan deprem sonrasında pek çok konu gündeme geldi. Depremle ilgili konuşulacak o kadar çok şey var ki... Bütün konuşulanlar arasında birileri tarafından Z kuşağı olarak adlandırılan 15-25 yaş arası gençlere özel bir yer açmamız gerekiyor.
Depremin ilk anından itibaren millet olarak hep birlikte bir şeyler yapabilme derdine düştük. Yaşlısıyla genciyle herkes tek yürek oldu. Bedeniyle ya da parasıyla herkes bir koşturmaca içine girdi. Olumsuz şeyler olmadı mı? Elbette ki oldu. Yağmacılar başta olmak üzere deprem üzerinden siyasi rant sağlama peşinde olan siyasi yağmacılar da iş başındaydı.
Muhalefetin, sözde sanatçıların, gözü dönmüş gazeteci ve muhabirlerin, sosyal medya farelerinin kıvrak yalanlarla açtıkları tünelin sonundaki ışık çıkış değil, bir göz yanılsamasıdır. Aklı selim hiç kimse bu yağmaları ve yalanları yutmayacaktır!
Depremin en uzak köşesinde toplanan yardımların koordine edilmesinde rol oynayanlar bir yana, sahada depremzedelere ulaşmaya çalışan gençler de gördük. Sadece gençler değil çocuklar da iş başındaydı. Kendi boyundan büyük Kızılay yeleğini giyip su paketlerini taşımaya çalışan çocuklar yansıdı kameralara!
Yardım toplama merkezlerinde çalışan kişilerin kahir ekseriyetini gençler oluşturuyordu. 15-25 yaş arasındaki gençler gerek yardımların toplanması gerek tasnif edilmesi gerekse lojistik hizmetlerinde canla başla çalıştılar. Günlerce evine uğramayan, yardım merkezlerinde sabahlamak zorunda kalan gençler gördüm yardım toplama merkezlerinde.
Bunlara Z kuşağı demek anlamsız aslında. Bunlar olsa olsa Zübeyr Kuşağı'dır. İhtiyacı olana koşmada en ön safta olma vasfına sahip gençlerimiz bunlar. Tıpkı Zübeyr bin Avvam gibi!
Peygamber Efendimizin (sav): "Her Peygamberin havarisi yani samimi dostu vardır. Benim havarim de Zübeyr'dir." sözüne mazhar olmuş bir genç!
O; vefalı, cesur, güçlü, şerefli yiğit bir gençti. "Allahu Ekber" diyerek Bizans ordusunu yararak geçmişti.
Zübeyr bin Avvam henüz on altı yaşında Müslüman olmuş ve ilk on Müslüman arasına girmiş bir sahabe. Zübeyr bin Avvam hakkında çok şey yazılabilir ancak onun öne çıkan vasıflarından birisi de yardımseverliği ve cömertliğidir. Ticaret yaparak servet sahibi olan Zübeyr bin Avvam bu servetini İslam yolunda harcamaktan ve ihtiyaç sahibi olanlara dağıtmaktan da geri kalmamıştır. Birçok fakir Müslüman'ın geçimini üzerine alan Zübeyr bin Avvam, onların her türlü ihtiyacını karşıladı.
Bugün ihtiyacı olanlara yardım etmek için fedakârca çalışan Z kuşağı aslında Zübeyr Kuşağı'dır. Onlara Z kuşağı deyişimiz nefsinin ve hazlarının peşine düşen, "son"u getirmiş olan nesil olmalarından değil Zübeyr'in yolunu tekrar açarak yeni bir "başlangıcın" mimarı olmalarındandır.
Zübeyr Kuşağı'nın yanı sıra bir Z kuşağı daha var ki onlar da ancak Zero Kuşağı olarak tanımlanabilir. Onlara Z kuşağı demek bile iltifat etmek olur.
O kuşak ki depremde göçük altında kalanlarla alay etmeyi bir marifet bilip bunu yayımlayabildiler. O kuşak ki ekran başına geçip depremle alay etmeyi bir marifet bildi. O Z kuşağı ki deprem bölgesinde olmadığı halde yanlış ihbarlar yapıp kurtarma ekiplerini meşgul etmeyi kendisine yakıştırdı. O Z kuşağı ki deprem bölgesinde kargaşa çıkarmayı, görmediğini gördüm diye anlatmayı ve yalanı bir marifet olarak sergiledi!
Teknolojinin dünyayı yönlendirdiği, buna bağlı olarak dijital mecraların bütünüyle hayatımızı kapladığı dönemde doğan; dijital mecraların ve teknolojinin dilinden en iyi anlayan kuşak olarak değerlendirilen Z kuşağı, bu doğru. Hassaten dijital mecranın bilginleri olarak da değerlendirilebilir. İşte bu mecraların dilini en iyi anlayan kişilerden olan bu gençlerden bazıları alay ettiler, yanlış ihbar yaptılar, kargaşa çıkarmak istediler!
İşte bunlara da Z kuşağı demek onlara iltifat etmektir.
Onlar ancak Zero (Sıfır) Kuşağı olabilirler! Bomboş, amaçsız, gayesiz...
Nevzat Tarhan'ın: "Bilgi çağını bilgelik çağına dönüştürmezsek Z kuşağından sonraki kuşak 'sıfır kuşağı' olacak." sözü yerini bularak gerçekleşmiş oldu.
Gençliğimiz Zübeyr Kuşağı ile Zero Kuşağı arasında kalmış durumda.
Umudumuz odur ki Zübeyr Kuşağı Zero kuşağına galip gelecek ve geleceğimizi onlar inşa edecektir. Aksini düşünmek bile insanı ürpertiyor...
Gelin hep birlikte Zero Kuşağı değil Zübeyr Kuşağı olan nesiller yetiştirelim!