Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimlerinden Murat Aydın, Cumhurbaşkanına hakaretin suç olmaktan çıkarılmasını istiyor.
Anayasa Mahkemesi, hâkim Aydın’ın başvurusunu görüşecek...
Daha önemli bilgiyi paylaşayım:
Hâkim Aydın, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işleyen bir sanık hakkındaki hükmü erteliyor ya da öteliyor; “Bu fiil suç olmamalı” diyerek. Ve 299 sayılı yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne koşuyor. Bravo...
Haberi, geçen hafta gazetede okumuştum: Hakkındaki hüküm ertelenen ya da ötelenen sanığın avukatı hâkim Aydın’a destek vermiş; “Yerinde bir karar bu... Devlet büyükleri özel yasayla korunmamalı” filan gibi laflar etmiş...
Sanık avukatının beyanını okuduğumda şöyle düşündüm:
Demek ki, Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, özel olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan için çıkarıldı.
Böyle mi gerçekten?
Bakıyoruz ve böyle olmadığını görüyoruz. Önceki Cumhurbaşkanları (Evren’inden Özal’ına, Demirel’inde Sezer’ine), bu yasayı çatır çatır kullanmışlar, bir sürü kişiyi mahkûm ettirmişler. Kimse de çıkıp, “Bu yasa özgürlükleri kısıtlamaktadır. Devlet büyükleri özel yasayla korunmamalı. Anayasa Mahkemesi bu işe bir el atsın” dememiş...
Demek ki, özel olarak Erdoğan için çıkarılmış bir yasa değilmiş bu...
Muhtemeldir ki, hâkim Murat Aydın da sanık avukatıyla aynı düşünceyi paylaşıyor.
Sonuçta bir “düşünce”dir bu.
Katılırsınız ya da katılmazsınız.
Ben katılmıyorum.
Saygı da duymuyorum.
Fakat tartıştığımız konu, devlet büyüklerine ya da yöneticilerine tanınan “masuniyet” değil... Yasa, küfür ve hakareti suç saymakla birlikte, devlet büyüklerinin işgal ettiği makamın saygınlığını da koruyor... Bu cümleden olarak, devlet memurlarına (ve temsil ettikleri makama) hakaret de müeyyideye bağlanmıştır...
Kaldı ki, küfür ve hakaret, savunulacak bir fiil değil. Bunun düşünce özgürlüğüyle ilgisi yok. İster Cumhurbaşkanına, isterse sade vatandaşa yönelik olsun, küfür ve hakaret ayıplanması gereken bir davranıştır. Üstelik müeyyidesi olan bir davranış... Yoldan geçen herhangi birine de küfretseniz, kanun yakanıza yapışır. O kişinin devlet yöneticisi ve büyüğü olması durumu değiştirmez.
Dolayısıyla, hâkim Aydın’ın cevvaliyetini ya da işgüzarlığını anlamıyorum.
Ne olmalı yani?
Dileyen, dilediği kişiyle hakaret edebilir...
Dileyen, dilediği kuruma saldırabilir...
Böyle bir özgürlükler ortamı mı istiyor hâkim Aydın?
O halde “özgürlükleri” neden genişletmiyor, genişletilmesi için gayret göstermiyor?
Mahut 299. madde, yukarıda da söylediğim gibi, “kişiye özel” olarak çıkarılmadı... Bilakis, kişilerin temsil ettiği makamın saygınlığını korumak için çıkarıldı. Dünyanın her yerinde var bu türden yasalar... Girmeye can attığımız AB ülkelerinin tümünde var... Ama “kişiye özel” olarak çıkarılmış 5816 sayılı yasa, sadece ama sadece Türkiye’de var.
Bu yasa, Atatürk’e yönelik eleştirileri bile “suç” sayıyor... Hakan Albayrak, “Atatürk’ün cenaze namazı kılındı mı?” diye sorduğu için (kılınmış, küçük bir grup tarafından kılınmış), 14 ay hapis yattı. Öncesinde de, onlarca gazeteci ve yazar, bu “kişiye özel” yasanın gadrine uğradılar. Yüzlerce yıl hapis yattılar.
Hâkim Murat Aydın neredeydi?
Cumhurbaşkanına hakareti “düşünce “ sayan “düşünce özgürlükçüleri” neredeydi?
Hazır elini değdirmişken, 5816 sayılı yasa için de Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunabilir mi hâkim Murat Aydın? “Bu yasa özgürlükleri kısıtlamaktadır. Devlet büyükleri özel yasayla korunmamalı” der mi?
Hasretle bekliyoruz!
HAMİŞ
Kötü niyetli ve anlama özürlü zevat için özel not: 5816’nın “kişiye özel” bir yasa olduğunu belirtmek, Atatürk’e hakareti savunmak değildir. Kimse kimseye hakaret etmesin. Küfür ve hakaret suçtur. Yasal olarak da suçtur, ahlaken de suçtur. Dünyada da suçtur, uzayda da suçtur.