Bazı başçapulcularla televizyon programlarında tartıştım...
Onca ortalama çapulcuyla da saatlerce konuştum...
Lakin şu sorularımın cevabını hala alamadım... Zira hiçbiri cevap vermedi...
- Neyi yapamıyorsun?
Çapulcunun 2002'de yapabildiği ama 2013'de yapamadığı ne, ya da neler var?...
***
- Orantısız güç
Orantısızlık nereden başlar?.. Orantılı güç ne demektir?...
Örneğin kamu kullanımına tahsis edilmiş bir alanı fiilen işgal etmiş biri ya da birilerine polisin fiilen müdahele etmek yerine psikoterapi uygulaması orantılı güç sayılır mı?...
Ya da eylemcinin kaldırım taşı, sapanı ve molotofuna karşılık polisinde aynı malzemelerle mukabelede bulunması polis-eylemci arasında orantılı güç kullanımını sağlar mı?...
Dünyanın en gelişmiş demokrasilerinde polis eylemcilere karşı daha mı merhametli?... Örneklerini veriniz!...
***
- Başbakanın diktatörlüğü
Oylarını arttırarak 3 seçim üstüste kazanan..,
Buna rağmen kapatılma tehlikesini kılpayı atlatan..,
Bazı medyanın sabah akşam aşağıladığı ve hakaretler yağdırdığı bir parti..,
Ve üzerine gidildiği an 'çözüm yeri sandıktır' diyen ve siyaseten 'bir sandıklık canı' olan Başbakan nasıl diktatör olabiliyor?!...
***
- Her şey bir yana, ey çapulcu!.., Sen ne istiyorsun?
Tamam Tayyip istifa diyorsun.. Ee, sonra?!...
Madde madde yaz.., söyle.., istiyorsan bağır... Yeter ki ne istediğini söyle...
***
Bak çapulcu arkadaş, neyin kafasını yaşıyorsun, ne menem bir devrim peşindesin bilmiyorum... Ama bu devrim tutmaz...
Çünkü;
Yeryüzünde 'ağaç, yeşil, çiçek ve böcek' üzerinden yapılmış bir devrim yoktur... ( Varsa da ben duymadım..)
Yalan yanlış bilgi, belge.., montajlı fotoğraflarla üçkağıtla propaganda yaparsan hiçbir şeyin gizli kalmadığı bir dünyada bunlar elbet ortaya çıkar... Böylece çapulcu olmanın yanında bir de sahtekârlık pâyesi kazanırsın!... Ve böyle çapulcunun devrimi de ancak sahte devrim olur!...
Tencere tava çalarak sadece yaşlı, hasta ve bebekler üzerinde psikolojik baskı kurulur...
Seçilmiş bir iktidara ve Başbakana galiz küfürler savurarak devrim yapılmaz... Zira halkın en az yüzde 50'nin iradesine küfretmiş, saygısızlık etmiş olursun...
Gene Sharp'a çok güvenme.. Duran adam, bikinili kadın, uçan çekirge..vs, gibi eylemlerle ancak mizah konusu olursun...
'Halk burada..' derken sakın abartma!... Haydi desen marjinal solcular dışında kimse gelmez peşinden... Seçime girsen ancak CHP'den kırparsın bir parça...
Yaptığın eylemler sürekli zarar veriyor ve ekonomik kayba sebep oluyorsa saflarına yeni çapulcu katamazsın... Üstelik bu eylemler süreç içinde halkın cebine yansımaya başlarsa, polise gerek kalmadan halk çapulcu tasfiyesine başlar...
Ortalık güllük gülistanlıkken tarafsız, objektif gazeteci taklidi yapan, kaotik ortamlarda ise iktidara olan kinini kusarak çatışmayı körükleyen 'Babıali Puştları'nın desteği ile devrim olmaz... Asla güvenemezsin...
Hele elin medyasıyla gerdeğe giriyorsan, oradan çıkan devrimin nesebi belli olmaz!... Devrime isim koyamazsın!...
Yıllarca Doğu'da Kürtlere biber gazı sıkılmış ama Kemalistin, ulusalcının, burjuvanın kılı kıpırdamamış...
Biber gazı 'Nişantaşılı'nın gözüne kaçınca ortalık ayağa kalkmış... İkiyüzlü bohemin devrimine de güven olmaz...
Ve onbinlerce insan, onbinlerce polis... Taş, sapan, molotof, biber gazı, tazyikli su, yakıp yıkmalar, kırıp dökmeler... Birbirleriyle çatışmışlar günlerce... İster çapulcu olsun, ister polis.., hayatını kaybedenler, yaralananlar yüreklerde acıdır... Hepimizin acısıdır ama..,
Sırf başörtülü olduğu için, üstelik yanında 6 aylık bebeği varken bir kadına korkakça ve alçakça saldırdılar...
Tabii ki hiçbir çapulcu kabul etmiyor...
Lakin 'devrim yapıyoruz' diye çatışırken bir anne ve bebeğinin saldırıya uğraması gibi şerefsizce ve soysuzca bir hadise yaşanmışsa...
O devrim de tutmaz...
Zira o anne ve bebeğinin ahı, devrime de.., Gezi'ci ruhuna da tutar!...
...