Kuruluş dilekçesini 29 Ekim’de İçişleri Bakanlığı’na göndermeyi planlayan Meral Akşener, o gün resmî tatil (ve de Pazar tatili) olduğu için, mecburen 30 Ekim’i bekleyecek.
Peki, partinin ismi ne olacak?
Naçizane ben (isim boştaysa) AP’yi öneriyorum: Akşener Partisi.
Eski “Adalet Partisi”ni de çağrıştırmış olur...
İyi olur...
Hem de, toplumun “adalet” talebi partinin isminde yaşatılmış olur.
Memlekette adalet bulunmadığını söyleyen ve fanilalı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “adalet yürüyüşünü” destekleyen Meral Akşener ne demişti? “İktidara gelirsek tutuklu polislerin tümünü salıvereceğiz...”
Başka şeyler de demişti:
15 Temmuz’dan sonra (2016’nın 15 Temmuz’unu kastediyor) iktidara geleceklerini, ülkeyi “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine göre yöneteceklerini... “Fetullahçı” olmadığını ama olsa bundan gurur duyacağını...
Biz Meral Akşener’i beklerken, FETÖ’cüler geldi.
Hem de ağır silahları ve “Yurtta Sulh Bildirileri”yle...
Rezil bir darbe girişimiyle ülkeyi teslim almaya çalıştılar.
Başarsalardı, bazı “hevesli” siyasetçilerin önü açılır mıydı?
Bu sorunun cevabını Koray Aydın versin.
Fetullahçı olmadığını ama olsa bundan gurur duyacağını söyleyen Meral Akşener’i tekzip edenlerin başında Koray Aydın geliyordu: Meral Hanım’ın FETÖ’cülerle teşrik-i mesai halinde bulunduğunu ima ediyordu ve FETÖ’ye karşı onurlu bir duruş sergileyen genel başkanı Devlet Bahçeli’yi övüyordu.
İstihbar ediyoruz ki, Koray Aydın MHP’den istifa edip Meral Akşener Partisi’ne katılmış.
Hayırlı olsun.
Bu haber en çok “merkez medya gülleri”ni ve Fetullahçılıklarını “liberalizm”le maskeleyen gevşekleri sevindirecektir.
Ki, sevinçlerini gizleyemiyorlar.
İki gündür öyle ölçüsüz, öyle haksız, öyle abartılı yayınlar yapıyorlar ki, sanırsınız Akşener Partisi’ni Koray Aydın ayağa kaldıracak, bütün oylar onun oluşturduğu sinerjiyle partiye akacak...
Kusura bakılmazsa, “Koray Aydın kim ki?” diye sormak istiyorum.
Bu “saklı cevher” şimdiye kadar nerelerdeydi ve ayağa kaldırma becerisini niçin öz partisi MHP’den esirgedi?
Bakmayın arkadaşların estirdikleri heyecan fırtınasına... Koray Aydın’ı onlar da fazla tanımaz ve ciddiye almaz...
Ondaki “bölme” potansiyelini seviyorlar; ayrılışının MHP’de derin bir boşluk oluşturacağına inanıyorlar.
Meral Akşener’i desteklemelerinin nedeni de, onda ikinci bir Ekmeleddin vehmetmeleri...
İşler yolunda gider de “çatı aday” diye kaktırmayı başarırlarsa ve de “fanilalı” Kemal Bey’i bu fikre inandırırlarsa, Erdoğan’ın karşısına çıkaracaklar.
Böylece, Erdoğan’a gidecek muhafazakâr oyların bir bölümünü çelmiş olacaklar.
Ekmeleddin’le de aynı umuda kapılmışlar mıydı?
Bütün bir entelijansiyayı bu fikre inandırmamışlar mıydı?
Fetullah’ın “imal-ı ekmel, ihsan-ı ekmel” göndermelerini hayranlıkla izlememişler miydi?
Sağcı bir babanın oğlu olduğu halde, hayatı boyunca sağcılardan ve sağcılıktan nefret etmiş Doğan Medya Grubu’nun garsonuna “Ekmeleddin güzellemeleri” yazdırmamışlar mıydı?
Bütün bunlar olmuştu...
Meral Akşener hadisesine bir de bu bilgiler eşliğinde bakalım.
Sırası değil belki ama hazır konu açılmışken garsonun kulaklarını çınlatıp öyle bitirelim:
Bu çocuk da pek bir “omurgasız” çıktı.
Hem hayatın boyunca sağcılardan nefret edeceksin, hem de bir Türk-İslam sentezcisi olan ve Aydınlar Ocağı’ndan yetişme bir sağcı ikon için, “Bulunabilecek en iyi aday” şeklinde rezil görev yazıları yazacaksın... (Hem de “bağımsız gazeteci” olacaksın.)
Hem 50 yaşından sonra “Kemalizm’in faziletlerini” keşfedeceksin, hem de bu faziletleri yerden yere vuran Ekmeleddin’in “Kemalizm yorumları”nı sineye çekeceksin.
Mustafa Armağan’a karşı edepsizce ünlemeyi biliyordun ama!