“Acaba ‘anti-Semitizm’in Batı’da yükselişini bir tek ben mi fark ediyorum, Netanyahu politikalarının Yahudi milleti aleyhine de sonuçlar vermeye başladığını İsrail’de kimseler görmüyor mu?” diye düşünüyordum; dün Jerusalem Post’ta karşıma çıkan bir makale vahametin İsrail’de de görüldüğünü açık etti.
Günde kaç yabancı gazeteye göz attığımı ben de bilmiyorum; bazen otuzu geçiyor... İsrail’in her yaptığına hoşgörüyle bakanlarda bile ‘anti-Semitizm’ sınırlarında dolaşan yazılar, haberler ve karikatürler çıkmaya başladı. Batılı politikacılardan da öyle tepkiler geliyor ki...
Yeniden iktidar hevesine kapılan İtalya’nın eski başbakanı Silvio Berlusconi’nin, bir hafta önce, hem de ‘Holokost’u Hatırlatma Günü’ vesilesiyle düzenlenen törende, gazetecilere söyledikleriyenilir yutulur cinsten değildi.
Bu yılın ‘Holokost’u Hatırlatma Günü’ ilginç olaylara sahne oldu. Sunday Times gazetesinde ‘duvarcı ustası’ Benjamin Netanyahu Filistinli kanıyla yoğurduğu harçla duvarı inşa ederken resmedildibir karikatürde. 50 yıldır aynı gazetede çizen ünlü karikatürist Gerald Scarfe tepkileri umursamadı bile; onun yerine ST’ın sahibi Rupert Murdoch ile göreve o gün başlamış yayın yönetmeni özür dilediler.
Dilediler de ne oldu? Dün Independent gazetesinin ‘okur mektupları’ sütununda, kendilerinin Yahudi olduğunu özellikle kaydeden aralarında profesörlerin de bulunduğu yaklaşık otuz kişinin, karikatürde resmedilene sahip çıkan, İsrail’in Filistinlilere yaptığının hoşgörülemez olduğunu söyleyen mektuplarıyer aldı.
Mektup yazarları ‘İsrail Menşeli Ürünleri Boykot Eden Yahudiler’ grubunun üyesiymişler...
‘Holokost’u Hatırlatma’ törenlerinin yapıldığı aynı gün, Liberal Demokrat Parti milletvekili David Ward hiç beklenmeyen bir çıkışyaptı. Dediği şu: “Holokost döneminde inanılmaz kötülükte muamelelere tâbi tutulan Yahudilerin, ölüm kamplarından kurtulduktan sonraki birkaç yıl içerisinde ve şimdilerde de neredeyse her gün Batı Şeria ve Gazze’de, İsrail Devleti olarak, Filistinlilere reva gördüğü davranışlar beni hüzünlendiriyor...”
Yine aynı gün, vaktiyle İngiliz İşçi Partisi’nin sol kanadından Ken Livingstone’un danışmanlığında bulunmuş, şimdilerde muhalif Respect Partisi’nde politikaya soyunan Lee Jasper de, “Birilerinin İsrail’e dini ve etnik nefretin günah olduğunu hatırlatması şart; İsrail trajik tarihinden ders alamadı ve kendisi ırkçı bir tirana dönüştü” diyen bir açıklamayaptı.
‘İsrail menşeli ürünleri boykot’ edenler yalnızca İngiltere’de yok; ABD’de de özellikle üniversite kampüslerinde boykot komiteleri yaygınlaşıyor. New York’ta öğrencilerinin en az beşte biri Yahudi asıllı olan Brooklyn College’da faaliyet gösteren ‘Boykot Komitesi’ büyük bir olaya da yol açtı. Üniversitenin siyaset bilimi bölümüyle ortak bir panel düzenleyerek...
Filozof Judith Butler ile Omar Barghouti’nin konuşacakları önümüzdeki perşembe günkü panelde İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesini sağlamak için yürütülen ürün boykotuna destek aranacakmış...
New York ayakta. Panelin iptali için okul üzerinde baskı yapan yapana. Ancak baskıların panele ilgiyi arttırdığı anlaşılıyor.
Daily Mail’in köşe yazarı Simon Heffer Avrupa’da yükselen İsrail-karşıtı havanın giderek anti-Semitizme dönüşmeye başladığını fark edenlerden... Yunanistan’da Altın Şafak Partisi’nin lideri Nikolaos Michalolikos’un “İkinci Dünya Savaşı’nı Hitler değil, Yahudiler çıkardı” dediğini onda okudum. Macaristan’da bir milletvekilinin, “Ülkenin milli güvenliği bakımından tehlike teşkil ettiğini” ileri sürerek Meclis’te ve hükümette yer alan Yahudilerin listesini yayınladığını da...
“Latvia, Estonia, Litvanya gibi Baltık ülkelerinde, Fransa’da Yahudi karşıtlığı yükseliyor” diyor Heffer...
Jerusalem Post’ta dün çıkan Barry Rubin’in makalesibunun için önemli. Rubin, “İsrail’i karalama ve şeytanlaştırma amaçlı, Yahudi cemaatinden bulduğu desteği yok etmeye çalışan, planlı, sistematik ve kötü niyetli bir kampanya tarihin hiçbir döneminde görülmemiştir” diyor...
Korkuyorum. Netanyahu’nun politikaları sadece İsrail’i yalnızlaştırmıyor, dünyayı yeniden yanlış istikamete de yönlendiriyor.