Fenerbahçe ilk yarının son maçında Konya karşısında beklenen futbolu sergilemekten bir hayli uzak kaldı. Özellikle ilk yarı itibarıyla seyrettiğim futbol bana hiçbir şey vermedi. Sanki her iki takım da veteran maçına çıkmış gibiydi.
Fener hücum ağırlıklı futbolcu yoksunu görüntüsündeyken ben Aykut Kocaman’ı anlayamıyorum. Kulübedeki Fernandao neden sahada yoktu? Santrforsuz oyun anlayışı içindeki futbol düşüncesi maçı ancak tesadüflere bırakırdı. Pozisyon bulmakta bilmece çözme misali olur gibiydi. Konya’nın da Fener’den pek farkı yoktu.
Her iki takım da topun arkasında mücadele edip kısır döngüden pek farklı görüntüler sergilemiyordu. İkinci yarı ise Fener’in sağ beki Isla’nın hatalı geri pasını Ömer Ali gole çevirmekte zorlanmazken, Konya’nın buna Noel hediyesi olarak teşekkür etmesi gerekir.
Fenerbahçe kalesinde golü gördükten sonra kıpırdanmaya başlıyor. O zaman adama sormazlar mı, daha önce neredeydiniz diye? Gol kornerden geldi, Mehmet Topal’ın kafa golüyle maç eşitlendi. Ben anlamıyorum, F.Bahçe’nin rölanti oyundan vazgeçmesi için kalesinde gol görmesi mi lazım? Madem hareketli futbolculara rakibe hücum ağırlıklı görüntüler segileyeceksin, niye maçın başında değil de kalende gol gördükten sonra yapıyorsun!
Aykut’un Fenerbahçe’si ürkek ve korkak futbol oynuyor. Pozisyonlara göre maçı idare etmeye çalışıyor. Aktif futbolu geç düşünüyor. Gereksiz bireysel hatalar yüzünden futbolcular yanlışın faturasını ödüyor. Bizim bildiğimiz Fenerbahçe, ister kendi evinde ister deplasmanda olsun; futbol anlayışını kazanma adına sahaya sürer. Zirve adına bu futbol yeterli değil. Eğer elinde Fernandao gibi bir santrforun varsa ve sen bunu kullanmayıp yedek kulübesine mahkum edersen, sıkıntıyı da beraberinde çekersin. Soldado da Janssen de goller atmış olsalar bile asla golcü santrfor değiller. Aykut futbolun kitabını yeniden yazmaya çalışıyorsa bu yanlıştan bir an evvel vazgeçmelidir.