Trabzonspor maça çok iyi başladı. İkili mücadelelerde daima topun arkasında oldula, nedeni bir az olsun rahatlamış pozisyonları vardı!
Savunma ilk yarı boyunca Zokora ile iyi organize oldu bu da diğer futbolculara yansıdı. Adrian koşarmış koşmazmış, ben anlamam dünyada bu tip futbolcun kadronda varsa oynar kardeşim. Hem de maç boyunca hiçbir şey yapmasa da oynar. Son saniyede kimsenin beklemediği bir pozisyon yaratır ve neticeyi degiştirir. Futbolda bu bir gerçektir. Adrian da duran topu gole çevirmiş ve takımına moral vermiştir. Her şeyi yapmayı ondan beklememek gerek.
İlk defa Trabzonspor olumlu ve ileri futbol oynamaya çalıştı ve de oynadı bunun tek musebibi Zokora’dır. Bir takımın orta sahasının ortasında oynayan futbolcu iyi ise o takımın maç kazanma yüzdesi çok yüksektir.
İkinci yarı başladı, Trabzonspor’da arıza başladı. Soyunma odasında ne oluyor ki ikinci yarı başlayınca Trabzonspor’un oyunu tamamen degişiyor anlamış degilim. Eskişehirspor ikinci yarıya muthiş başladı sağlı sollu akınlarla Trabzonsporu zorladı. Kaleci Onur inanılmaz kurtarışlar yaptı. Aslında bilinçsizce saldıran Eskişehirspor savunma güvenliğini tamamen bıraktı araya atılacak toplarla fark daha da artabilirdi ama Trabzonspor bunu bir türlü kullanamadı. Eskişehir’in hızı Trabzonspor’un karşı koyması ile kesildi. Trabzonspor oyunda dengeyi kurdu. Daha çok pozisyona giren Trabzonspor son hamlelerde başarılı olamadı. Aslında pozisyonları degerlendirebilseydi durum çok farklı olurdu. Yine de Trabzonspor’un bu mücadelesi taraftarınıa biraz moral verdi. Adrian’ın çıkıp Sapara’nın oyuna girmesi doğru idi. Onur’u ve savunmayı ayrıca Zokora’yı her zaman böyle görmek ister taraftar.
Futbol takım oyunudur birinin eksikliği birinin fazlalığı ile kapanır. Trabzonspor’da ileri uçta gol atacak santrafor almazsan, topu taşıyacak açık almazsan savunma elamanları ile ayakta durman çok zordur. Zaten böyle bir düşünce içerisindeysen büyük camia olamazsın. Trabzonspor’daki sıkıntı budur. Talip olanların bunları bilerek talip olması gerekir.