Fransa’nın Oscar adayı Mustang filminin genç oyuncusu Elit İşcan, filmdeki rol arkadaşlarıyla ve yönetmen Deniz Gamze Ergüven ile aralarında güçlü bir duygusal bağ oluştuğunu söylüyor. İşcan’ın Oscar tahmini ise yok: “Fransa’nın bu filmi seçmesi bile onur verici.”
Reha Erdem’in sinemasını hep önemsedim. Üstelik bu ayrıcalıklı yönetmen sadece verdiği üst düzey sinema örnekleriyle yetinmedi, Elit İşcan adlı müthiş bir yeteneği sinema dünyamıza kazandırdı. Beş Vakit’te ilk tanıştığımızda “Kim bu kız?” dedik. Sonra ise Hayat Var vizyona girdi. Erdem’in en sevdiğim filmlerinden olan Hayat Var’ın başarısının altında genç Elit İşcan’ın imzası vardı. Hem riskli hem de çok zor bir rolü canlandırıyordu İşcan. Ve altından hakkıyla kalkıyordu. Bu hafta ise vizyona giren Mustang filminde yine tabu bir rolle karşımızda. Filmin Fransa Oscar adayı olması da genç oyuncuya ayrı bir heyecan yaşatıyor. İşte İşcan’ın son dönemlerde hızlı seyreden kariyerine ait verdiği cevaplar.
- Filme nasıl dahil oldunuz?
Senaryoyu ilk okuduğumda çok sevmiştim. Yönetmen Deniz Gamze Ergüven ile özel olarak birkaç görüşmemiz oldu. Kendisini çok sevdim, birbirimizle özel ve değerli şeyler paylaştık. Kendisi çok cesur ve ayakları yere basan, ne istediğini bilen ve işinde de çok başarılı bir kadın. Bunu hissetmek bana çok büyük bir güven verdi ve ilk görüşmemizden sonra bu maceranın parçası olmak için dört gözle beklemeye başladım.
Umut dolu bir film
- Senaryoyu okuduğunuzda ‘Bu projede olmam gerekir’ dedirten şey nedir?
Mustang’in Türkiye’de kadın olmak temasını bir kadın gözünden işlediği için önemli bir film olduğunu büşünüyorum. İsyankar, özgürlük peşinde koşan ve umut dolu bir film. Bunlar beni çok heyecanlandıran şeylerden birkaçı.
- Rolünüze hazırlanırken yönetmen Deniz Gamze Ergüven’in size söylediği en önemli şey ne oldu?
Çok fazla şey paylaştık, çok şey konuştuk. En önemlisi bana ilk tanışmamızdan beri çok güven vermesi ve kalbini açmasıydı.
- Reha Erdem’in iki filminde yer aldınız hem ödül hem de büyük beğeni kazandınız, şimdi de Ergüven’in Oscar adayı olan filminde oynuyorsunuz. Bu bir şans mı yoksa seçimlerinizin başarısı mı?
İkisi de. Reha ile tanışmam şans eseri oldu ama ben de onu tanımanın ve bana kattıklarının değerinin hep farkındaydım. Sonrasında da hem Reha’ya hem de aileme danışarak seçimlerimi yaptım ve parçası olmaktan mutluluk duyduğum, güvendiğim işlerde yer aldım.
Deniz, güçlü bir kadın
- Türkiye’de filmde işlenen gibi çok hikaye duyarız. Kadına şiddet kötü bir gerçek. Bu konu hakkında söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Kadına şiddet ve kadınlara dayatılmaya çalışılan sosyal rollerin ağırlığı ve eşitsizlik sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde karşımıza çıkıyor maalesef. Kadınların geri planda durması gerektiğine inanan ve bunu bize dikte eden kişiler, bu filmden rahatsız olacaklardır elbet. Ancak bu eşitsizliğin minimuma indirilebilmesi için bu konunun üzerine gidilmesi, düşünülmesi, tartışılması gerektiğine inanıyorum.
- Filmde kız kardeşiniz çok... Gerçek hayatta kız kardeşiniz var mı? Bu filmden sonra kardeş kavramı üzerine düşündünüz mü?
Benden bir yaş büyük bir ablam var. Çok iyi anlaşıyoruz, aynı okuldayız, arkadaş çevremiz ortak. Filmle birlikte beş kardeşim daha oldu diyebilirim. Kızlarla ve yönetmen Deniz ile aramızda güçlü bir duygusal bağ var ve umarım böyle devam eder. Onun dışında film bende şöyle bir iz bıraktı: Deniz çok güçlü bir kadın, onunla çalışmanın beni daha çok cesaretlendirdiğini ve güçlü hissettirdiğini düşünüyorum.
Oscar için tahminde bulunamıyor
- Oscar adayı hem de Fransa gibi kendine ait önemli bir dil oluşturmuş bir ülkenin Oscar adayı filminde oynadınız. Bu konuda ne hissediyorsunuz? Sizce filmin Oscar şansı nedir?
Çok mutluyum, çok heyecanlıyım, merakla sonucun ne olacağını bekliyoruz. Bir tahminde bulunamıyorum ama Fransa’nın bizi temsilcisi olarak seçmesi zaten çok çok onur verici.
- Kendinize örnek aldığınız yabancı ve Türk kadın oyuncular var mı, kimler?
Respiro filminde Valeria Golino’dan, Şarkı Söyleyen Kadınlar’da Binnur Kaya’dan çok etkilenmiştim.
- Sinemamızda kadınların sosyal statülerini konu edinen az film var. Bu anlamda senaryo bazında veya oyunculukta bu tür filmlerde yer almak sizin için ne ifade ediyor?
Bir kadın olarak bu filmin parçası olmak çok gurur verici çünkü kadınları acınası varlıklar gibi değil; sapasağlam, güçlü bireyler olarak resmediyor. Kadın olmak ve toplumsal cinsiyet konusu genel olarak kafa yorduğum ve kendimi geliştirmeye çalıştığım bir alan. Sanatta da bu konuyla haşır neşir olmak birikimime katkı sağlıyor. Ayrıca kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin minimuma indirilmesi için, bu film de güzel bir tartışma ortamı sunuyor ve insanların kafasında soru işaretleri yaratarak, konu hakkında düşünmeye teşvik ediyor. Bu işin parçası olmak ayrıca mutluluk verici.
“Bir kadın olarak bu filmin bir parçası olmak gurur verici. Çünkü kadınları acınası varlıklar değil, güçlü bireyler olarak resmediyor.”
Çalıştığım kişilere güveniyorum
- Küçük yaşınıza rağmen tabu rolleri korkusuzca üstleniyorsunuz. Bu tercihinizin sebebi nedir?
Çalıştığım insanlara güveniyorum, onlar bana güveniyor, ailem de benim tercihlerimi destekliyor çünkü bu işi yaparken mutlu olduğumu görüyorlar.
- Hollywood olsun Türk sineması olsun çocuk oyuncuların kariyerlerinde ve özel hayatlarında dalgalanmalar olur. Bunun çok örneğini gördük, bunun sebebi sizce nedir? Bu anlamda nasıl önlemler alıyorsunuz?
Özel olarak bir önlem almıyorum. Yaptığım şeyi çok seviyorum ve önemsiyorum, kendimi bu alanda her fırsatta geliştirmeye çalışıyorum.
- Sizi televizyon dizilerinde de seyrediyoruz. Genç oyuncular için dizi çalışma ortamı oyunculuk için dezavantaj yaratıyor mu? Diziyle sinema oyunculuğu arasında size göre en çarpıcı gelen fark nedir?
Televizyon sektöründe her şey çok daha hızlı ilerliyor; üretim de tüketim de. Bu nedenle her zaman çok tatmin edici olmuyor. Keşke televizyona yapılan işlere de daha çok değer verilse ve insanlar ite kaka, aceleyle çalışmak zorunda kalmasalar. O zaman insanlar yaptıkları şeyden daha çok keyif alır ve ortaya daha kaliteli işler çıkar diye düşünüyorum.