Gölcük’te 13 yaşında bir ortaokul öğrencisiyle zorla ilişkiye giren 29 kişinin gözaltına alındığı bunlardan 8’inin tutuklandığı haberini verdi gazete ve televizyonlar... Haber kadar hatta haberden daha çok canımı sıkan bir bölüm vardı haberin veriliş tarzında... Okudukça öfkelendim, öfkelendikçe, üzüldüm...
O bölüm şöyle: “Yaklaşık bir ay önce durumu öğrenen Ö.Y.’nin öğretmenleri, eşinden boşanan ve İzmit’te masaj salonlarında çalışırken geçen yıl kızıyla birlikte Gölcük’e taşınan annesi A. ile konuştu. Annesi A. da kızı Ö.Y. ile konuştuktan sonra Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.”
***
Bu kadar ayrıntıyı neden verdi acaba haberi yazan? Annenin masaj salonlarında çalıştığını bilmek o kızın durumunu zorlaştırmaktan başka ne işe yarar? Annenin geçmişte yaptığı iş o küçük kızın masumiyetine saldırılmasını aklar mı? O haberi bu şekilde yazan kimse unutmasın ki, savunma avukatları mahkemede bu bilgiyi defalarca kullanacaklar. Hem o anne hem de mağdur kız bir değil çok kez yüzleşecek bu durumla... Aynı bilgi küçük kızın verdiği ifade de yer aldı sonra ama fark etmez olayın patladığı gün haber böyle yazılmaz. Önce suçu, itham edilenleri kavrayalım, anlayalım sonra altındaki dramlara bakarız.
***
Çok bildik, çok kullanılan bir laftır, “Su testisi su yolunda kırılır.” Bu haberi ve o ayrıntıyı okuyup, böyle düşünenler varsa onlar da kendilerinden utanmalı... Annesinin yaptıkları ya da yapmadıkları küçücük bir genç kıza cinsel saldırının mazereti olamaz, olmamalı... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ilk gün olaya el koydu ama bu davayı yakından takip etmesini özellikle rica ediyorum. Gerek gelen bilgiler gerekse bu mide bulandıran haber yazma şekli olayın failleri arasında ensesi kalın birileri olduğunu söylüyor. Ensesi kalınların istedikleri gibi at oynatabildikleri devirlerin eski Türkiye’de kaldığını, artık kim olursa olsun yapanın yanına kar kalmadığını herkes görmeli ve öğrenmeli...