Türkiye çok alçakça bir saldırı kasırgasından geçiyor.
“.. Geçti, atlattık, kurtulduk..” gibi iddialı sözler söylememek gerek.
Zira bu darbe görünümlü terör saldırıları öyle anlaşılıyor ki çok boyutlu olarak stratejilendirilmiş..
İlk dikkat çeken husus olarak, hep Ağustos Yüksek Askeri Şurasına gönderme yapılıyor.
Ama bence durum öyle tek cümlede kritik edilecek kadar basit değil..
Yani “Zaten Ağustos’ta tasfiye olacaktık, giderayak bir kamikaze dalışı yapalım”...
Bu tez daha evvel yapılmış olan ve ciddi biçimde gizli servis zekâsı taşıyan diğer hamleleri bu vakte kadar hiç anlayamamış olmak demektir..
***
15 Temmuz darbe girişimi, 28 Aralık 2011’de ‘Uludere Trajedisi’ ile başlayan sürecin son halkasıdır bana göre.. Neydi Uludere? Bu vakte kadar görülmemiş bir biçimde, bir kaçakçılık olayına F16’larla müdahale edilmesi olayı.. O gün atılan bombalarla 34 kişi hayatını kaybetmişti..
Bu olayla birlikte MİT içinde iki yapı olduğu belirgin biçimde su yüzüne çıkmış ve bu iki güç, ortalık yerde kavgaya tutuşmuştu.. Kavganın ana omurgasını ise GES komutanlığının MİT’e devri oluşturuyordu.. Uludere bir bakıma, paralel yapının dilediği gibi at koşturduğu bir dinleme üssünü koparıp alıp, bizzat devlete devretmesinin bir sonucuydu.. Yapılan operasyondan, alınan istihbarata kadar her tarafı tel tel dökülen bu Uludere olayında, bugün cezaevinde olan Mehmet Baransu’nun, nasıl haddini aşıp da Recep Tayyip Erdoğan’a efelenmeye kalktığını hatırlasanıza..
***
Uludere ve GES’i, şüphesiz 7 Şubat rezilliği izledi..
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın gözaltına alınmaya kalkışıldığı 7 Şubat 2012’deki o operasyon.. Detaylandırmadan hızlı hızlı geçeceğim.. Peşinden sırasıyla Faşist Gezi kalkışmasındaki emniyet içindeki damarın hareketlenmesi..
Ardından;
17/25 Aralık Darbe girişimi ile yargı içindeki damar da buna eklendi..
Mart 2014’teki Suriye konulu kozmik toplantının dinlenip ses kaydı servisinin yapılmasıyla bürokrasideki kanadı buna dahil oldu..
Ve nihayet MİT TIR’ları ihaneti ile asker içindeki FETÖ yapılanmasının ucu net biçimde göründü.
Daha sonra PKK ile verilen mücadelede yaşananlar, hastanelerde yaşanan skandallar vesaire hepsi birlikte çok boyutlu bir stratejinin ayaklarını oluşturuyor..
Elbette Pensilvanya’da oturan, tuvaletten sonra poposunu yıkamaktan aciz bir emekli vaizin gücünün çok çok üzerinde bir dış istihbarat güdümlü organizasyonlar dizisinden söz etmek gerekiyor burada..
***
MİT TIR’ları ihanetinin en çok eleştirdiğimiz taraflarından biri de neydi?..
Kendi askerimizin kendi askerimize diz çöktürüp nişan alıp önleme yapması, enterne etmesi..
Öyle değil mi?..
O vakit bugün, F 16’larla Gazi Meclis’e bomba yağdırdığında neden şaşırıyorsunuz ki?..
Çünkü bu aşağılık yapı böyle.. 15 Temmuz’a gelene kadar periyodik olarak neredeyse elinde daha evvelden yazılmış plana göre tek tek operasyon çektiler bu güzelim ülkeye.. Ben buradan baktığımda ufkum daha fazlasını almaya yetmiyor elbette. O yüzden, ‘bu dalganın son halkası’ diyorum.. Ama 17 Aralık’tan sonra da daha fazlasını almaya yetmiyordu aklım.. Ama olabiliyormuş.. Bugün de ‘evet bu sondu ve bitti’ diyecek bir referansım yok.. Yarın misal 15 Temmuz operasyonunun ikinci perdesi olarak suikast planlarını devreye sokan bir uyuyan hücre ayaklanırsa kimse için sürpriz olmaz.. Rus uçağına yapılan önleme, hava kuvvetleri içindeki FETÖ yapılanması açısından bir kez daha ve dikkatle incelensin’ dendiğinde, Genelkurmay çok kızmıştı.. Allah bu depremin artçılarından saklasın memleketimi..