Dahili numaranızı bilmiyorum, müfteri temsilcisine bağlanmak için o müfterinin ederi kadar olana yani sıfıra basıyorum.
Tepki verirken karşınızdakinin iman jüriliğine soyunmayın kardeşler. Birbirinize olan kızgınlığınız sizi haksızlık etmeye sevk etmesin ayeti omurgamız olmalı!
Bu hızla, ne kadar konum atarsanız atın gelmek istediğiniz kendinizi adreste bulamazsınız. Ne demeye çalışıyorum?
Hatalarımızı açıklarımızı arayacağımıza fitneyle mücadele hattını arasak nasıl olur? O hat hangi hat biliyor musunuz, saflarda sıklaştırdığımız omuzlarda verdiğimiz sözleri tutma hattı. Söz lapa lapa yağar evet ama tutacağından emin oluşumuzun adı güvendir!
Birbirimizden başka kimsemiz olmadığını bilmek, sığınağımızdır. Fitnenin yağdığını hissettiğin anda gidecek bir secde arayışının adı imandır! Birimizin kalbi diğerimizin mektebi, birimizin gözü diğerimizin perdesi.
Evet herkesin var bir hesabı. Hesap, cenaze işlemlerini hesap edemeyişinin acizliğidir. Bizim bir kitabımız var, insan kaplı, hakikat kaplı kitabımız var bizim.
Daha önce de yazmıştım, bu davayı fitneye feda ettirmeyeceğiz.
Demir tavında, hesap zamanında görülür.
Veresiye defterini açıp eski hesaplarınızı şimdi görmeye kalkarsanız samimiyetiniz şüpheli paket!
Yapmayın kardeşler, bütün fitnelerin sıcağından kaçıp gölgesine sığındığımız bir ağacımız var bizim, başkalarının eliyle o ağacı taşlamayalım.
Gölgelendiğimiz yere gölge etmeyelim.
Gurbetinden yeni dönmüş Ayasofya'nın avlusunda buluşur gibi sıklaştıralım safları.
Biz, birbirimize düşersek zeytin ağaçları altından bir Erva'nın daha cenazesi kalkacak!
Biz, birbirimize düşersek, bir Yasin bedeni daha düşecek zılgıtlı leş cüsselerin önüne.
Biz, birbirimize düşersek, Fatih Sultan Mehmet'in türbesini tekmeleyenlerin nereyi yumrukladığını izlemek zorunda kalacağız.
Bunları yazmıştım. Elinizi korkak alıştırmayın götürün vicdanınıza . O gün o ilk gün o düğün gününde , Ayasofyanın gurbetten döndüğü ilk günde, Özlem Zengin de oradaydı, Mehmet Boynukalın hoca da, biz de..
Derdi Ayasofya olanların birbirleriyle bir derdi olamaz.
Özlem Zengin, mecliste inandıklarımıza had bildirmeye çalışanlara had bildirendir.
Parmak sallayanların bileğini kelime kelime bükendir!
İfade özgürüdür ve özgün ifade etmiştir.
Özlem Zengin'e olan sevgimi verdiğim değerin hesabını kimseye verecek değilim ederini de sorgulatmam!
Peki Mehmet Boynukalın'ın ifade özgürlüğü yok mudur? Vardır. Bu ülkede Ali Erbaş hocanın Cuma Hutbesinde söylediği sözlere "Çağlar öncesinden gelen ses" diyen cübbeliler ifade özgürü oluyor da, Boynukalın olamıyor mu?
Boynukalın cübbesini çıkarsın görevi bıraksın diyenler,
Kelimeleriniz kibrinizin hamalı olmasın! İnce eleyip sık dokuyun yolluk olsun. Söylediklerini eleştirebilirsin burası kabul lakin "Hadsiz" demek , kavgadan hesap güden intikamcıların kolay lokmasıdır.
Hadsiz diyemezsiniz, diyecekseniz daha önce inmediğiniz durakları size hatırlatırım!