Bir temenni değil elbette, ama böyle giderse maalesef bugünleri bile arayacağız.
Söyleyince tesir etmedi, şimdi tecrübe ederek nasihat alıyoruz. İstanbul'u yönetmekte ne var ki dedik. Zaten işleyen bir mekanizma var, çöpü de toplarlar herhalde!
Öyle oldu ki "Z kuşağı bilmiyor zaten, bizler bile artık unuttuk" dediğimiz çöp dağlarını bile gördük yeniden.
Pandemi nedeniyle okul servisleri İstanbul trafiğinden çekildi, üniversite öğrencileri ve turist yok, buna rağmen İstanbul trafiği 2 yıl öncesine göre yüzde 5 ila 10 artmış durumda.
Son olarak İstanbul kıyılarını saran deniz salyası sorunu...
"Aş buldun giriş, iş gördün sıvış"; CHP'li İBB'nin taktiği tam olarak bu.
Ekrem İmamoğlu, seçim vaatlerini sildi çöpe attı. AK Parti döneminde başlayan işlerin de üzerine beton döküyor. Doğru okudunuz, evet beton döküyor!
İnsan gerçekten hayret ediyor, yok ya yanlış anlamışımdır diyor. Tekrar tekrar teyit etme ihtiyacı duyuyor.
Maalesef durum bu.
Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi için temel atmama töreni yapmıştı hani. Kimini törenle kimini gizli kapaklı, Kadir Topbaş döneminde yapımına başlanan tünel ve metro inşaatlarının üzerine hafriyat döküyor. Çevre ve deniz kirliliğinin önüne geçmek için planlanan arıtma tesisleri iptal ediliyor. Olanlar bile kullanılmıyor.
İBB İstanbullulara hizmet için yatırım yapmak yerine İstanbul'un parasını, olmayan işlerin reklamına harcıyor.
Yazık gerçekten.
Çam Sakura Hastanesinin yolunu yapmayınca şaşırmıştık; sonra ne oldu? Bakanlık, vatandaş mağdur olmasın diye projeyi devraldı ve hem yolu hem metro hattını devam ettirdi. Nasılsa yapılıyor, öyle değil mi?
İmamoğlu bu mantıkla AK Parti döneminde başlanan tüm projeleri durdurdu. Üstelik CHP'lilerin alkışları altında...
Bugün de gereğini yapıyor. Yapımı belli bir aşamaya gelmiş tünellerin ağzını, metroların çıkışlarını beton ve hafriyatla kapatıyor.
Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli metrosu ve kılçık hattı olan Hastane-Yenidoğan metrosu, AK Parti döneminde bir bütün olarak ihale edilmişti. AK Parti hükümeti, hattın ana güzergahı için borçlanma izni vermiş, kılçık hat için ise vermemişti. Buna rağmen hat iptal edilmemiş ve öz kaynakla yapımına devam edilmişti.
Şimdi CHP'li İBB yönetimi, kendi beceriksizliğini örtmek ve İstanbulluların parasını İstanbul'a harcamayıp çarçur ettiği gerçeğini gizlemek için suçu Cumhurbaşkanlığına atıyor. "Borçlanma izni vermediler o yüzden iptal ettik" diyor.
Bir de Levazım Tüneli var, üzerine beton döktükleri.
İstanbul trafiği için en az metrolar kadar önemli olan tünellerin yapılmadığını düşünün, bugün şehir içinde hareket etme imkanımız olmazdı.
İptal edilen Dolmabahçe–Levazım Tüneli ile, Taksim, Kabataş ve Kağıthane yönünden gelen araçlar Zincirlikuyu, Levent, Etiler ve Ortaköy yönüne kesintisiz ulaşabilecekler, 70 dakikayı bulan yolculuk süresi 5 dakikaya inecekti. 7.700 metre, gidiş-geliş toplam 4 şeritli planlanan
tünelin 1.5 km'si tamamlanmış, yaklaşık 220 milyon TL yatırım yapılmıştı. CHP tünelin ağzına beton döktü ve 220 milyon TL'yi çöpe attı.
Bunlar İstanbul'un trafik sorunuyla ilgili acil yatırımlardı. Bir de bugün müsilaj sorunu olarak karşımıza çıkan çevre ve deniz kirliliği ile alakalı yatırımlar var.
Yerel yönetimlerin en önemli iş kalemlerinden biridir biyolojik ve katı atıkların arıtılması. Yönetime geldiğinizde ilk yapmanız gereken şehrin en acil çözüm bekleyen sorunlarını ele almak ve bunlarla ilgili faaliyete başlamaktır. Recep Tayyip Erdoğan İBB'yi devraldığında böyle yapmış ve 2 yılda su, çöp ve hava kirliliği sorununu çözmüştü: Son bir yıldır Haliç'te çamur, Riva Deresi'nde kirlilik, Küçükçekmece Gölü'nde balık ölümleri, Menteşe Deresi-Ayamama Deresi-Kurbağalı Dere ve Kağıthane Deresi'ndeki kirlilik, İstanbul kıyılarında deniz salyası felaketi yaşanıyor. Sebep elbette ki düzenli olarak çalıştırılmayan atık su arıtma tesisleri ve yapımı tamamlanamayan ve iptal edilen ileri biyolojik atık arıtma tesisleri. Sadece temel atmama töreni yaptığı Silahtarağa tesisi değil; Tuzla, Paşaköy, Yenikapı ve Baltalimanı başta olmak üzere pek çok biyolojik arıtma tesisinin yapımı durduruldu ya da yavaşlatıldı.
"İstanbul nimet nimet", "Borçlanmak ihanetti" diyerek oy istedikleri halkın yüzüne bakmaya utanmıyorlar.