Popüler kültür öylesine hızlı ve etkili yayılıyor ki değişmez denen, sert ve kemikleşmiş gelenekleri bile hatta bazen inanç değerlerini bile yerle bir ediyor. Günümüzde, kadim denilebilecek medeniyetler dahi sahayı popüler olana bırakmak zorunda kaldılar..
Popüler kültürün öğeleri insanın nefsine hitap etmesi nedeniyle maalesef çok çabuk kabul görebiliyor. Bu nedenle başka bir kültüre ait uygulamalar farklı toplum ve kültürler tarafından hiç yadsınmadan alınıp uygulanır hale geldi. Hatta popüler kültür uygulamalarının toplumlar tarafından benimsenmesi adına isimler bile değiştiriliyor.
Ülkemizde bunun son örneğini popüler kültürde ismi "kara Cuma" olan indirim uygulamasının "muhteşem Cuma" olarak değiştirilmesinde yaşadık.
Bugünlerde popüler kültür en şaşalı zamanlarını yaşıyor. Değişime tamamen kapalı olan, İslam'ın asr-ı saadet döneminin güzide isimlerinin kabirlerini dahi "bidat" diyerek ziyarete kapatan, her şeyi "bidat" kelimesi ile yasaklayan Suudi Arabistan dahi popüler kültüre teslim oldu. Bu, bir mağlubiyetin itirafıdır!
Sadece Suudi Arabistan değil, popüler kültür öğelerine karşı yıllardır mesafeli duran başka İslam ülkeleri de şu anda popüler kültürün istilası altında.
Ancak özellikle Suudi Arabistan örneği bu konuda çok manidar. İslam'ın temel kaynaklarına sıkı sıkıya bağlı olduğu iddiasında olan Suudi Arabistan toplumunun ve devletinin bile, popüler kültürün en önemli öğesi "Cadılar Bayramı"na kapılarını açması, kadim medeniyetlerin popüler kültür karşısındaki mağlubiyetini perçinlemiş durumda.
Hristiyanlar tarafından güya azizleri ve ölmüş iyi insanları hatırlamak ve onları kutsamak maksadıyla yapılan bir bayram Cadılar Bayramı. Gerekçesinden de anlaşılacağı üzere Hristiyanlara ait bir eğlence. ABD'deki Yahudiler hariç başta İsrail olmak üzere dünyanın hiçbir ülkesindeki Yahudi bu bayramı kutlamıyor, yasaklıyor. ABD'deki Yahudiler ise Hristiyan öğelerinden arındırarak sadece eğlence maksatlı yapıyor.
Teşbihte hata olmaz, hukukta "emsal" karar diye belirleyici bir kavram vardır. Herhangi bir uyuşmazlıkla ilgili yüksek mahkemelerce verilmiş bir kararın, aynı konularda emsal gösterilerek uygulanması bu kararlar ile olur.
Müslümanların bazı dua ve ibadetlerine "bidat" diyerek izin vermeyen, geçmişin uygulamalarına sıkı sıkıya bağlı ve dışarıdan gelen her türlü değişime kapalı olan Suudilerin bu yıl Cadılar Bayramı etkinliklerine izin vermesi ve halkın da bunu hiç yadsımadan kabullenişi adeta yeni bir dönemin başlangıcı gibi: Modern Cahiliye Dönemi'ne hoş geldiniz...
Sosyal medyada gördüğüm bir paylaşım sonrası gözlerim dolmuştu: "Ebu Cehil klonlanmış geri döndü, Suud sokaklarında dolaşıyor, ey Nebi!"
Korkarız Cadılar Bayramı'nın başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer İslam ülkelerinde de kutlanmaya başlanması bir son değil başlangıç olacak: Kadim olanın popülere teslimiyetinin başlangıcı. İnanın bundan sonra göreceğimiz hiçbir popüler kültür uygulaması şaşırtmayacaktır.
Ülkemizde Müslümanların ibadet ve yaşayış biçimleri karşısında "Arabistan'a gitmelerini" tavsiye eden seküler kesim acaba bundan sonra ne yapacak? Öyle ya, şeriatın kalesi sanılan Suudi Arabistan bile popüler kültüre teslim olduysa gidecek neresi kalıyor?
İşin latifesi bir yana Müslümanların başlarını ellerinin arasına alıp çözüm üretmeleri gereken süreç geldi de geçiyor. Geçiyor zira ülkemizde de yaşanan Cadılar Bayramı kutlamaları manzaraları yüz kızartacak seviyelere geldi.
Özellikle üniversite gençliği "kraldan çok kralcı" misali popüler kültürün son öğesi Cadılar Bayramı kutlamalarında adeta şirazeden çıkmış durumdalar. Güney Kore'de Cadılar Bayramı eğlencelerinde yaşanan ölümler haberlere de yansıdı. Bize ulaşan görüntüler ya da fotoğraflara baktığımızda üniversiteli gençlerimizin kampüs içinde ya da farklı mekanlarda yaptıkları bu sapkın eğlencelerde ölümler yaşanmadı ama görebildiğimiz kadarıyla ölümden daha beter ahlaksızlıklar yaşanıyor.
Acaba diyoruz rahmetli Arif Nihat Asya bu günleri görmüştü de mi yazmıştı naatını?
"Ebu Leheb öldü" diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi, ya MUHAMMED;
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!
...
Ne adlar ezberledi, ey NEBİ,
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık, yolunu bilmiyor;
Artık, yolunu unuttu
Ayaklarımız!
Kabe'ne siyahlar
Yakışmamıştı, ya MUHAMMED,
Bugünkü kadar!