Şunu bütün açık yürekliliğimle ifade etmek istiyorum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilgili bütün iyi niyetimle hiçbir önyargı taşımadan iyi ve güzel şeyler yazmayı çok istedim. Zaman zaman yazdım da; genel merkez yöneticilerinin sık sık İzmir’e gelerek Aziz Kocaoğlu’na karşı gizliden gizliye yıpratma hareketlerinin yanlışlığını dile getirdim. Daha başka iyi ve olumlu çalışmalarını da yazdım, yazmak istedim. Ama nafile, başkandan biraz olsun kamuoyuna pozitif bir yaklaşım görmem ne mümkün. İyi niyetle yanlışlarını dile getiriyorsun kötü insan oluyorsun. Bu hareketlerin yanlış diyorsun yandaş oluyorsun. Şimdiye kadar İzmir’e ne söz verdiyse hepsi içi boş ve geçersiz çıktı. 10 kere metro bitişi için tarih verdi. Hepsi yalan çıktı. Bir proje veya bir vaadi ile ilgili ne zaman bir tarih verse yaklaşık 10 yıllık başkanlığı süresinde biri dahi gerçek olamaz mı? Ne yazık ki olmadı. Verdiği hiçbir tarih tutmadı.
Sadece verdiği sözleri tutmayan bir başkan değil, karşımızda oy alabilmek uğruna hükümet başta olmak üzere herkesi günah keçisi ilan etmeye ve her kutsalı tepe tepe kullanmaya çalışan bir başkan portresi ile karşı karşıyayız. Çalışkan bir Anadolu çocuğu gitmiş onun yerine tembel, miskin her şeye mazeret üreten bir başkan profili çıkmış karşımıza...
Söz verdi, sözlerine yerine getirmedi, vaat verdi, vaatlerini tutmadı. Bunlar da yetmedi. Barış dili yerine, nefret dili geliştirmeye başladı. Yetmedi birde ayrımcılık yapmaya çalıştı. Etrafına sadece kendisine övgü düzenlerden bir halka oluşturdu. Hükümeti eleştirdiği en çok noktalardan birisi olan medya konusunda da gizli ve açık yandaş ekipler oluşturdu.
Anadolu’nun o saf ve masum çocuğu ne hallere gelmiş tanıyamıyorum. Oysa biraz dirayet, biraz çalışkanlık, biraz kucaklayıcı ve birleştirici olmak, biraz İzmir’e değer katmak, en çok ona değer katardı. Değer katmakla kalmaz, bu kent onu genel başkanlığa taşıyabilirdi. Bir başkan kredibilitesini bu kadar mı kötü kullanır. Başkana tavsiyem en kısa zamanda çok iyi bir imaj danışmanı ile çalışmasıdır. Ama bu yazdıklarımızı yüzüne karşı söyleyecek bir danışmana ihtiyacı var. Yandaş yazmış boşver git diyecek değil, başkan bu yaptıkların yanlış diyecek bir danışmana ihtiyacı var. Yoksa; netameli dönemin ve yakın tarihin en önemli tanıklarından çok değerli yazar Hüseyin Kocabıyık’ın ifadesiyle tarihe İzmir’in en başarısız belediye başkanı olarak geçeceksin.