Sayın Cumhurbaşkanımızın Vakıf Katılım açılış töreninde yaptığı konuşmasında YENİ BİR PARADİGMA tanımladı ve aslında YENİ BİR YOL AÇTI!
Peki nelere işaret etti?
Bazı başlıkları aynen paylaşıyorum;
1- ‘’Faiz sistemi adil değildir ve acımasızdır. Eğer biz sıçrayacaksak, mesafe alacaksak özellikle acımasız olan bu sistemden ziyade gerçek manada, hakikaten bu katılım sektörüyle bir büyümenin içinde olmamız şart’’...
2- “Vakıf Katılım’ın 805 milyon liralık sermayesi 2. Beyazıt Vakfı, 1. Mahmut Vakfı, 2. Mahmut Vakfı, Murat Paşa Vakfı ve mazbut vakıflar adına Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün iştirakiyle sağlanmıştır. Böylece eskiden beri amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda endişelerin bulunduğu vakıf gelirlerinin değerlendirilmesiyle ilgili gönülleri mutmain eden bir çözüm yolunun bulunduğuna inanıyorum. Tabii burada bir gerçeği vurgulamam lazım, biz, vakıf denilince farklı şeyler anlarız. Az önce de ekranda izledik ve lanetle anılmak da istemiyoruz doğrusu. Başbakan olduğum günden bu yana ‘Vakıfbank ne demek ‘ diye hep sorarlardı. ‘Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bütün bu varlıkları niçin bir bankada faizli sistemin içinde kullanılıyor ‘ diye sorarlardı. Biz de hep tabii ‘sabredin’ derdik. ‘İnşallah gün ola harman ola, o da istikamet üzre olur’ derdik. Şu anda bana göre bir adım atıldı. Daha henüz olmuş değil. Bu daha bir adım. Temennim odur ki en kısa zamanda Vakıf Katılım, tüm Vakıfbank’taki imkanlarını, oradaki hissedarlığını almak suretiyle Vakıf Katılım artık kendi sermayesiyle yola devam eder. Yoksa bu 805, leblebi çekirdek... Vakıf Katılım’ın çok büyük gücü var. O Vakıfbank’ta aklımda kaldığı kadarıyla yüzde 58’in nereye gelmesi lazım Vakıf Katılım’a gelmesi lazım. Vakıf Katılım’a geldiği zaman Vakıf Katılım’ın katılım sektöründe nereye ulaşacağını düşünün. 1 numara...”
3- “Belki gecikmiş olabiliriz ama katılım finans yönetimi konusunda çok kısa sürede çok büyük ilerleme kaydedeceğimize, bu sektörde inanıyorum. Burada bir şeyi daha açıklamam lazım. Esasen ben bu kurumlarda ‘banka’ ifadesinin kullanılmasını doğru bulmuyorum. Kavramları birbirinden tefrik etmemiz, ayırmamız lazım. Banka nedir, katılım nedir Bunları ayıracağız. Çünkü banka deyince ister istemez mevcut bankacılık sistemi ve onun finans yöntemleri akla geliyor. Oysa burada çok daha farklı, çok daha başka bir modelden söz ediyoruz. Katılım finans sistemi, dünyada 1950 yılından beri, ülkemizde ise 1984 yılından beri tecrübe edilen bir yapılar sistemidir. Bu sistemin dünya finans sistemi içinde ağırlığının artması 2000’li yıllardan itibaren sağlanmıştır. Geçtiğimiz yıl itibarıyla 2 trilyon doları aşan bir varlığa ulaşan faizsiz finans sisteminin toplam varlığı, bu hacmiyle dünya sıralamasında ilk 10’da yer alan bankalardan birini ancak geçebiliyor. Nerede olduğumuzu düşünün. Buna rağmen biz gelişmelerden ümitliyiz. Geçtiğimiz yıl dönem başkanlığını yaptığımız G20 gündemine özellikle getirdiğimiz bu konunun, tüm üye ülkeler tarafından takdirle, ilgiyle karşılandığını gördük. G20’ye bunu özellikle getirdik ki tartışılsın, dünya bu sisteme ilgi duysun. Aynı şekilde Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşlar da faizsiz finans sistemini ciddi olarak gündemlerine almış durumdalar. Burayı hakikaten yağlı bir kapı olarak görüyorlar, burayla da ilgileniyorlar şimdi.”
Sevgili dostlar, şimdi “en can alıcı” noktaya geliyorum...
ŞU CÜMLE İLE “EN NOKTASINA” işaret ediyor Sayın Cumhurbaşkanımız;
“...Faiz sistemi adil değildir ve acımasızdır. Eğer biz sıçrayacaksak, mesafe alacaksak özellikle acımasız olan bu sistemden ziyade gerçek manada, hakikaten bu katılım sektörüyle bir büyümenin içinde olmamız şart. Bunu yapmadan bir yere varmak mümkün değil. Geri çağırmayı faiz sistemi anında yapar mı Yapar. Acır mı Acımaz. Bat, bit ne olursan ol. ‘Ben de sana destek olayım, yol açayım’ yok. 10 liralık malını 2 liraya alır, işini bitirir. Katılımda bu olmaz mı İnanın onlarda da olur. Burada ahlakilik derken, onu ifade etmek istiyorum. Bunu yapmamız lazım. Eğer böyle yaparsak, o zaman hep beraber, dayanışma halinde ayağa kalkacağız. Bizim bu anlayışı hakim kılmamız lazım... Faiz lobisi acımasızca bir defa emmeye devam ediyor. Onun için şu anda burada finans sektöründen birçok arkadaşlar, dostlar var. Dost acı söyler, gerçeği söyler. Ben gerçeği söylemek zorundayım.”
Sevgili dostlar, bu konuşma sadece BİR KATILIM KURUMU AÇILIŞINDA söylenen cümlelerden ibaret değildir! BU KONUŞMA YENİ BİR PARADİGMA TANIMLAMASIDIR! KÜRESEL VE YEREL KAN EMİCİLERE KARŞI!
Sonuç: Bunları ifade edebilen bir LİDER’imiz var! Bize düşen TAM BAĞIMSIZ olma yolunda LİDER ile mücadelemizi son noktasına kadar götürmek!
Yaşasın TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE, YAŞASIN KÜRESEL-YEREL KAN EMİCİLERDEN KURTULMUŞ BU ÜLKENİN İNSANLARI YANİ BİZLER!