Cuma günü Amerikalı mevkidaşıyla yaptığı basın toplantısında Çavuşoğlu konuştukça bravo diye bağırdım.
‘İşte bu’ dedim.
O toplantıda kendisisüper güç ama temsilcisi Türkiye karşısında ezilen bir Amerika’ya şahit olduk.
Türkiye’nin haklılığının, dik duruşunun ve kararlılığının Amerika’yı masada köşeye sıkıştırdığını ve temsilcisini terlettiğini gördük.
***
Karşımızda kendinden emin, talepleri net, duruşu ciddi ve kararlı, sözleri tane tane gerçeği bütün çıplaklığıyla anlatan birTürk Dışişleri Bakanı vardı.
Onun karşısında da lafı evirip çeviren, çok konuşan ama hiçbir şey söylemeyen bir ABD Dışişleri Bakanı vardı.
Eğer Türk tarafı ‘karşımızdaki güç süper güçtür’ fobisiyle alttan alsaydı bu utanmazlar yine hem suçlu hem güçlü rolünü oynayacaklardı.
Oynayamadılar, masada sıkıştılar.
***
Evet, sadece masada sıkıştılar.
Ama uygulamada hâlâ terör örgütlerini ülkelerinde ve bölgemizde alenen ve resmen desteklemeyi sürdürüyorlar.
Türkiye’nin bu ikircikli tavra karşı duruşu dünya kamuoyuna basın toplantısında çok net bir şekilde yansıdı.
Çavuşoğlu ciddi, kararlı, kendinden emin, karşı tarafı test eden bir şahsiyetli duruş sergilerken, karşı tarafta köşeye sıkışmışlığını ve ezildiğini örtmek için zoraki tebessüm çabaları vardı.
***
ABD’li bakanın basın toplantısındaki ‘Türkiye'ye SDG'ye sağladığımız desteğin kısıtlı olacağını belirttik. Türk demokrasisini hep destekledik. Hep de destekleyeceğiz’ ifadesi gerçeği bilmeyenlerin itiraz edemeyeceği kurnazca bir ifadeydi.
Oysa SDG dediği YPG’nin çoğunluğu oluşturduğu ve Kandil’den idare edilen terör örgütünün kılıfıdır. Adam ABD’nin bu örgüte desteğinin süreceğini söylüyor. Yani ABD teröre destek vermeye devam edecek!
Öte yandan demokrasiye kasteden FETÖ elebaşını ülkesinde krallar gibi ağırlarken utanmadan bir de Türk demokrasisini destekliyoruz diyor!
***
İlişkilerin normalleşmesi için ihtilaflı konuları müzakere etmek üzere yeni mekanizmaların kurulmasına Türkiye itiraz etmiyor ama normalleşme için somut adım bekliyor.
Çünkü ABD’ye güven kalmadı.
Onun için Çavuşoğlu, "YPG buradan (Menbiç'ten) çıktıktan sonra ABD ile güvene dayalı adım atabiliriz ama önce YPG'nin buradan çıkması lazım" diyerek noktayı koydu.
Daha doğrusu ABD’yi teste tabi tuttu.
Testin süresi bir ay.
Bu testten ABD geçecek mi çakacak mı onu göreceğiz. Ama şu gayet net, artık ABD’in hiçbir sözüne itibar etmiyoruz önce verdiği sözleri tutmaya başlaması gerekiyor.
***
Bir önceki yazımda ABD gibi büyük bir devletin geri adım atmasının öyle kolay olmayacağını yazmıştım.
Normalleşme isteyecek, yeni mekanizmalar kurulacak böylece zaman kazanacak.
Bir ay sonra bir adım daha gerileyecek böyle böyle Türkiye’nin tezlerini kabul edecek, etmek zorunda.
Çünkü Afrin’den sonra sıranın Münbiç’e geleceğini ve Türkiye’nin kararlılığını artık gördü ve anladı.
Orada rezil olmamak için mekanizmaydı görüşmeydi vesaire diyerek çekilmenin kılıfını hazırlamış olacaklar.
***
Evet karşımızdaki sıradan bir devlet değil. Dünyanın süper gücü.
Ama dengeler de değişti. Hiçbir süper gücün bölgede tek başına sonuç alması artık mümkün değil.
Bu arada Türkiye siyasi istikrarıyla, kararlılığıyla, savunma sanayiindeki kendine yeterlilik oranıyla ve askeri harekatlarıyla bölgede karar verebilecek en önemli devlet konumuna yükseldi.
Evet, Türkiye gücünün farkında ve bunu muhatabına çok iyi anlatıyor.
Cuma günkü basın toplantısında Çavuşoğlu bunu, dik duruşuyla, ciddiyetiyle, tutarlılığıyla ve konuşmasıyla Amerikalı mevkidaşına çok iyi anlattı.
Onun için ‘Bravo Mevlüt Çavuşoğlu, işte bu!’ dedim.