Çocukta beyin gelişimini sağlayarak algılamayı artıran, emziren annede ise meme kanseri riskini azaltan sütün en yakın arkadaşlarından biri de boza.
Anne sütünün yeni doğan için en sağlıklı besin olduğu biliniyor. Emzirmek suretiyle sadece bebeğin değil, annenin de sağlığının geliştiği ve hastalıklara karşı koruma sağladığı bildiriliyor. Bu bakımdan emzirmenin en az altı ay sürdürülmesi, anne ve bebeğin arzusuna göre iki yaşına kadar devam ettirilebileceği öneriliyor.
Emzirmenin öncelikle bebeğin çenesinin güçlenmesini sağladığı; ileri yaşlarda alerjik hastalıklar, çölyak ve şeker hastalığı gibi önemli hastalıkların gelişiminin önlenebileceği, “ani bebek ölümü sendromu” gibi önemli risklerin azaltılabileceği bildiriliyor. Ayrıca çocukta beyin gelişimini sağlayarak algılamayı artırabileceği, şişmanlığı önleyebileceği; emziren annede ise meme kanseri riskini azaltabileceği, kemik erimesi ve depresyonu önleyebileceği yönünde kesin olmamakla beraber bazı bulgular mevcut.
Çörek otu süt yapıyor
Doğumu takiben bebeğin annenin memesini emmesi ile vücuttaki süt hormonu olarak bilinen prolaktinin seviyesi artarak süt üretimi başlar. Ancak stres, yetersiz beslenme vb. çeşitli olumsuz etkenlere bağlı olarak yeterli miktarda süt oluşamaması durumunda bebeğin beslenmesini desteklemek üzere dışarıdan destek yapılması gerekiyor. Bu durum çoğunlukla emzirmenin etkinliğini giderek azaltabiliyor.
Süt miktarını artırmak üzere bazı ilaçların (dopamin reseptörü baskılayıcı) yanı sıra halk arasında bazı besinler ve bitkilerden yararlanılır. Bu amaçla kullanılan ürünler galaktojenik ya da laktojenik olarak adlandırılır. Tabii kullanılan ilaçların gerek anne ve gerekse bebek sağlığına olabilecek olumsuz etkileri düşünüldüğünde doğal ürünler öncelikle tercih ediliyor. Bu amaçla çemen tohumu, rezene veya anason meyvesi, ısırgan yaprağı, kırmızı bamya tohumu, çörekotu tohumu gibi bitkiler çay ya da karışımlar şeklinde yaygın olarak kullanılmakta. Önerilen doğal ürünler arasında zengin demir içeriği nedeniyle pekmez, mayalanmış tahıl ürünleri olan bira ve boza da yer alıyor.
Kemikleri güçlendirir
Sonbahar, kış; havalar soğuyunca akla gelen besinlerden biri de Boza; üzerine tarçın, yanına sıcak sarı leblebi. Aslında Boza’nın bir kış ürünü olarak algılanması kanımca yanlış; çünkü çok iyi bir probiyotik kaynağı. Sağlıklı olmamız, yediğimiz besinlerden vücuda emilebilir bileşenlere dönüştürülerek yararlanmamızı sağladığı bilimsel araştırmalar ile de ortaya konuldu. Ayrıca boza kemiklerimiz için önemli kalsiyum bakımından da zengin.
Hijyene dikkat edin!
Bu konuda yürüttüğümüz bir bilimsel araştırmada bozanın çeşitli yararları arasında anne sütünü artırıp artırmadığını inceledik ve ilginç sonuçlar gözlemledik. Araştırmamızda farklı tahıl bileşimine sahip üç farklı bozanın bileşim ve etkilerini karşılaştırmalı olarak araştırdık. Bozalar; (1)mısır+darı+buğday; (2) darı+buğday ve (3) darı’dan imal edilmişti. Çalışmanın sonuçlarının standart, tekrarlanabilir olması bakımından fabrikada hijyenik koşullarda üretilen bozalar kullandık. Burada bir hususu belirtmekte yarar görüyorum. Anne ve dolayısıyla bebek için bozanın hijyenik koşullarda üretilmiş olması önemli. Anne sıçanlar üzerinde yürüttüğümüz çalışmada her bozanın sütü artırmadığını tespit ettik. 16 gün süreyle her gün boza uygulanması ile en yüksek etkinin darıdan üretilen boza tarafından sağlandığı süt miktarını yüzde altı buçuk civarında artırdığını tespit ettik. Darı+buğday karışımı boza ise yüzde dört buçuk civarında bir artış sağladı. Buna karşılık üç tahıl karışımı olan bozanın zayıf etkili olduğunu gördük. Çalışmamızda bozanın süt üretimi üzerinde muhtemel etki şeklini de aydınlattık. Boza, hem prolaktin salgılanmasını sağlıyor, hem de yüksek kalsiyum içeriği ile süt miktarının artmasına katkı yapıyor. Zengin kalsiyum içeriği nedeniyle boza yetişkinlerde kemik erimesinin önlenmesinde öneriliyor. Dolayısıyla bebeğin de kemik gelişimine olumlu katkı yapacaktır.
“Yapılan çalışmalarda doğal bozada candida mantarı bulunmuş. Bu yüzden doğal boza yerine fabrikasyon ürünleri tercih edin.”