Beşiktaş’ın başı (Gaziantep atakları yüzünden) tam derde girecekti ki; Aboubakar’ın müthiş golüyle kendine geldi. Yoksa durum kötüydü... Çünkü, tarihinin ligdeki en karanlık dönemini yaşan konuk takımın; (Bu haline rağmen) Ghillas ve İlhan’la bıçkın gibi sokuluşları, yürekleri hep ağıza getirdi. Aslında siyah-beyazlılar, daha baskılı gibi görünseler de, rakip daha net pozisyonlar buluyordu.
Bu da Beşiktaşlı futbolcuları sinirlendirdi ve sert oynamaya yönlendirdi. Gökhan Gönül’ün rakibinin yüzüne basan pozisyonu, ucuz atlatıldı. Gökhan, başka pozisyonda yine sert girdi ve hatta arkadan bastı. Hakem Serkan Çınar; daha önce bu tür vukuatları olmayan Beşiktaşlı futbolcuya, geçmişinin hatırına hoşgörülü davrandı.
Fakat işin ilginç yanı; İbrahim Üzülmez ’in, yüzüne sert bir top geldiği için yerde acıyla kıvranan futbolcusuna, Beşiktaş seyircisiyle birlikte “Kalk ayağa” diye tepki göstermesiydi. Hocanın, rakip taraftara bu yaranma çabası; fena halde göze battı. Çünkü futbolcusu zaman çalmıyordu, acı içindeydi. Yüzüne boşuna mı buz koydular.
***
Aboubakar golünü atsa da, maçı içindeki şaşkın, savruk ve beceriksiz halleriyle; gene saç-baş yoldurdu. Bir futbolcu, bu kadar çok top ezmemeli... Attığı gole ve sonrasında biraz toparlanmış haline rağmen; bunlar onunla ilgili yoğunlaşan şikayetleri azaltmaz.
Beşiktaş ilk yarıda bir penaltı bekledi ama; şut hem çok yakından geldi hem de göğüsle kol arasında bir yere temas etti. Karar penaltı olsaydı, haksızlık olurdu. Aboubakar için verilene de ısınamadım.
Maç sıradandı... Beşiktaş için söylenen “Dört büyükler arasında en iyi futbol oynayan ekip” sözüne, artık katılmıyorum. Bu futbol, sıkıntı getirir. Zaten Gaziantep’de neredeyse puan alıyordu.