Analiz
Bu ülke yüzyıllardır terörün hedefi, bugün değil.
Çünkü terör, güç odaklarının hedef aldıkları coğrafyayı, devleti zafiyete uğratma aracıdır.
O yüzden bütün terör örgütleri istisnasız ‘taşeron’dur.
Bulundukları ülke ve coğrafya dışındaki güçlere hizmet ederler.
Terör eylemlerinden o coğrafyadaki bazı odaklar da yararlanır, evet.
Ama bu geçicidir.
Gün gelir ‘eyvah’ kar etmez...
Terörden siyasi medet umanlar tarihin ‘alçaklık çöplüğünden çöplenenler’ başlıklı sayfalarında yer alırlar...
***
Biri, yüz kişi can vermiş, yüzlercesi de can çekişirken “Devlet yaptı” diyebiliyor!..
Sırtını dayadığı PKK’nın ‘kabul ettiğini ilan ettiği’ terör saldırılarında bile “PKK yaptı” diyemeyen biri...
‘Siyasi’ bir partinin lideri olarak tanıyoruz.
Selahattin Demirtaş...
Başbakan, “PKK’nın yaptıklarına ses çıkarmazken bunu devletin yaptığını nereden biliyorsun” tepki göstermiş, kötü adam olmuş!
Yetmemiş, teröre tepki mitinginde sahneye çıkıp ‘oy istemiş’...
“Hesabını soracağız. 1 Kasım da bunun ilk adımıdır” demiş.
Günahını almam, taşıyamam.
Şunları da söylemiş; “Bu devlet bizim, bu vatan ortak malımızdır diyeceğiz. Şiddet, şiddeti doğurmasın diyeceğiz. İntikam ve kinle hareket etmeyeceğiz.”
Devlete, vatana terör saldırısı olduğunda devleti, vatanı nasıl savunduğunu sorsak cevap alabilecek miyiz?
“İntikam ve kinle hareket etmeyeceğiz” dedikten sonra, “Aynı anda ayağımızı asfalta vursak Saray’ın camları titrer” diye konuyu saptırarak hedef göstermesini sorsak, cevap alabilecek miyiz?
“Kimsenin gelip tepeden özgürlüklerimize, ülkemize, haklarımıza el koymasına izin vermeyeceğiz” sözünüze, “O özgürlüklere ve haklarınıza el koyanlara karşı mücadele etmekle ve o hakları iade etmekle siyasi ömrünü geçirmiş birini hedef gösteriyorsunuz, farkında mısınız” cevabı verildiğinde, utanma görebilecek miyiz?
O halde, daha önce de patlayan bombaların parçaladığı cesetler üzerinden oy istediğinizi ve aldığınızı hatırlatmanın manası yok!
Bu bombaların size oy veren, milletvekili adayınız olan canları da parçaladığını hatırlatmanın da;
O canlarla birlikte ‘Türkiyelilik’ iddianızın içini boşalttığınız uyarısını yapmanın da...
***
Bir başkası...
‘Hayır’cılığıyla hiçbir hayra vesile olmama tutarlılığından taviz vermeyen biri...
‘Ülke batsın, biz kurtarıcı olalım’ beklentisi içinde...
12 Eylül darbecileri ne demişti, “Şartların olgunlaşmasını bekliyoruz”...
Şartların olgunlaşmasını bekleyen biri.
Devlet Bahçeli...
İsmiyle müsemma olması beklentisinin dışında bir varlık beklenmeyen ama ısrarla o varlığı da göstermeyen bir siyasetçi.
Başbakan’ın muhalefet liderlerine yaptığı görüşme davetini reddetmiş, yerinden kalkmamış.
Koltuğuna oturduğu Milliyetçi Hareket’in merhum kurucu lideri Alparslan Türkeş’ten ‘hareket’ mirasını almadığı belli. Milliyetçilik mirası konusunda söz söylemeye ehil değilim, onu da ülkücüler ve ‘partililer’ değerlendirir.
***
Terör odakları bombalarını siyasi çatlakların üzerine yerleştirir, sonra da parçalanmayı izler.
Kollarını kavuşturarak, siyasi öfkenize kapılışınızı, ince ve küçük hesaplarınızı görmeye çabalamanızı seyreder.
“Bombayı patlattım, hadi yiyin birbirinizi!” der.
Bombanın etkisini siyasete taşımak tam da terör odağının istediği şeydir.
Twitter, facebook ve benzeri sosyal medya üzerinden algı ajanlığı yapanlara ya da ‘Tren garı da zarar gördü’ altyazısı geçen yaygın medyacılara sözüm yok. Zira onları bulundukları çukurdan çıkarıp atabileceğimiz daha alçak bir yer yok!