Terör örgütü İsrail'in yaptığı her katliam sonrasında gündemimize "boykot" kavramı giriyor.
"Amaca ulaşmak için bir kimse, bir topluluk veya bir ülkeyle her türlü ilişkiyi kesme" anlamına gelen bu kavram, uzun yıllardır terör örgütü İsrail'le özdeşleşmiş durumda.
Ama Siyonizmin şiddetli zulmü karşısında yapılan boykot çağrıları acaba ne kadar karşılık buluyor?
Açıklanan boykot listelerinin ilk üç sırasını belirleyen kurum ya da ürünlerin halen tercih ediliyor olması, boykot edilmesi gereken firmaların borsada düşüşte olmayıp aksine yükselişte olması bu soruyu ister istemez sorduruyor.
Sayfa sayfa listelerle yapılan çağrılar karşısında trajikomik haller de ortaya çıkmıyor değil. Boykot olsun diye(!) kasa kasa alınıp yollara dökülen Coca-Colalar bu şirketi borsada tavan yaptırdı ve bu durum, "haftanın en fazla kazandıran markası" haberiyle duyuruldu!
Anlaşılan o ki alelusul hücum ederek yapılan boykot eylemleri pek bir işe yaramıyor.
O zaman ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Nasıl bir boykot olmalı ki amacına ulaşsın. Can acıtsın. Geri adım attırsın.
Sevgili dostum Ak Parti İstanbul İl Bşk. Yrd. Ahmet Kaan'ın X'te yapmış olduğu, "Boykot listelerinde tek yapabileceğimiz ve en etkili yöntem kendimize üç tane marka belirleyip ömür boyu sürdürebilmek." paylaşımı nebevi metodu tedai ettirdi. Boykotun amacına ulaşabilmesi için etkili bir çözüm teklifi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Öncelikle topyekûn şunu idrak etmemiz gerekiyor. Filistin meselesi sadece Filistinlilerin davası değildir. Zira bu topraklarda Mescid-i Aksa ve Kudüs vardır. Kudüs İslam'ındır. Kudüs üç dinin huzurlu bir şekilde yüz yıllar boyu buluşma noktası olmuştur. Filistin hem ümmetin meselesidir hem bir insanlık meselesidir.
Bu bilinçle nazar edelim...
Peygamber Efendimiz (sav) bir ay boyunca Hayber kalesini kuşatma altında tutar. Kalenin sağlam olması, ulaşım yollarının sarp ve kayalık olması ve kalenin yüksekte olması gibi etkenlerden ötürü bir türlü fetih gerçekleşmez.
Efendimiz bir aylık kuşatma bekleyişinin sonunda stratejik bir hamleyle kaleyi besleyen hayat damarlarını kesmeye karar verir. Yahudilere ait hurma ağaçlarını kestirmeye başlar. Yahudiler bu strateji karşısında paniklerler ve mukavemetleri zayıflar.
Ağaçlar kesildikçe baş gösteren açlıktan ölme korkusu, onlara anlaşmaktan başka çare bırakmaz. Anlaşma gereği alabildikleri kadar yükle Hayber'i terk ederler.
Teyide ihtiyaç duymadan mantık yürüttüğümüzde, yüzlerce belki de binlerce hurma ağacı imece usulünce herkesin kesebildiği ölçüde kesilmiştir.
Bugün ne yapılacaksa da bu stratejiye uygun olması gerektiği kanaatindeyiz.
Yüzlerce ürünü, markayı toptan boykot etmek belirsizlik doğuracaktır. Kaan'ında dediği gibi her kişinin, gücü nispetince gözüne kestirebileceği üç ürün ya da markayla işe başlaması isabetli olacaktır.
Mesela boykota başlanacak üç marka: Starbuck's, Coca Cola ve McDonald's olabilir. Özellikle de kişi en çok bunları kullanıyorsa... Bir başkası yine en çok kullandığı başka üç marka seçebilir. Bu bilinçli tercih, zamanla alışkanlık haline dönüşecek ve belki sonrasında bir üç marka daha listeye eklenebilecektir.
Ömür boyu bir alışkanlık haline dönüştürebileceğimiz Nebevi metodu burada da uygulamalı ve bunu yaşam standardımız haline dönüştürmeliyiz.
Çocuklarımızı da boykot yapabilen, feda edebilen, neyi neden yaptığını bilen bilinçli kimseler olma yolunda eğitmeliyiz.
Evimin bir duvarında büyükçe bir Mescid-i Aksa tablosu vardır. Yıllar önce çocuklarımın hafızasında yer edebilmesi maksadıyla duvarda asılı olan Aksa'nın karşısına geçip, onlara resim yarışması yaptırırdım. Daha iyisi yapılabilir motivasyonuyla onlarla birlikte ben de bu yarışmayı en iyi sonucu alana kadar devam ettirdim. Yanlış hatırlamıyorsam, beş defa Aksa'nın resmini çizdik. Her defasında bir yanını anlatmaya çalıştım.
Birkaç gün önce psikiyatrist Prof. Medaim Yanık'ın: "Çocuklarınızda Filistin hafızası oluşturun! Harçlıklarından Gazzeli çocuklara yardımı teşvik edin. Boykotu anlatıp, boykot listesindeki sevdikleri bir ürünü satın almayarak, boykota katılmalarını isteyin." paylaşımına denk geldim.
Çocuklarıma Aksa'yı anlatabilmek için seçtiğim yarışma yöntemi aklıma geldi. Yanık hocanın söylediklerine katkı olsun bağlamında sizlerle de paylaşmayı tercih ettim.
Gelişigüzel hücum gibi bir boykot yerine, planlı ve bir stratejisi olan, çocuklarımızın da katılabileceği boykot eylemlerine yönelik sürdürülebilir kararlar almalıyız.