Evliliklerimizin iyi veya kötü olmasının mutluluğumuzla hatta beden sağlığımızla yakın bir ilişkisi var. İyi bir evlilik mutluluğumuzun en önemli belirleyicisi. Mutsuz olduğumuz bir evlilik ise, hem ruhsal hem bedensel sağlığımıza olumsuz etkide bulunuyor. Boşanma sürecinin de kendine özgü psikolojik, sosyal ve bedensel sonuçları var.
Boşanma bazen rahatlama çoğu kez hüzün oluşturur: Boşanmaların az bir kısmında boşanan eş “çok şükür, rahat nefes alabiliyorum” tarzında bir rahatlama yaşarken, daha sıklıkla “hüzün” ve “başarısızlık” hissi yaşanıyor. Şiddet uygulayan, evin parasını kumarda harcayan, çocuklara açıkça kötü davranan, tedavi olmayan bir alkolizmi olan, yüz kızartıcı suç işleyen eşlerden boşanırken “kurtulma ve ferahlama” duygusu yaşanabilirken, “geçimsizliğe” bağlı boşanmalarda hüzün ve acı yaşamak daha sık.
Boşanma süreçleri ruhsal ve bedensel sağlığımızı olumsuz etkiliyor: Mutsuz bir evlilik yaşayıp, boşanma süreci yaşamak demek, bedenin uzun süreli stres altında olması demek. Bu uzun süreli stres hem ruhsal hem de beden sağlığımızı bozabiliyor. Boşanma sürecindeki kişilerde vücudun savunma sisteminin zayıflamasına bağlı hastalıkların arttığı birçok çalışmada belgelenmiş durumda. Yine boşanma sürecinde ortalama altı ay süren bir “yas reaksiyonu” yaşamak sık görülen bir durum. Daha ötesinde anksiyete ve depresyon yaşama riskimiz de artıyor. Ayrıca boşanma sürecinde intihar girişimi sıklığında ve alkol kullanım oranlarında artma olduğu da biliniyor.
***
Boşanma fakirleşmek demek: Boşanmanın sosyal sonuçlarından biri de fakirleşmek. Boşanmak aynı zamanda maddi imkanlarda azalma demek. Evlilik sırasında eşlerin toplam geliri ile bir ev geçindirilirken, boşanma sonrası iki ayrı ev masrafı yapılır hale gelinir. Kaçınılmaz olarak da ekonomik imkanlarda azalma olur. Amerikan istatistiklerinde boşanma ile “fakirleşme” arasındaki ilişki açıkça belgelenmiş durumda.
Boşanma çocuklara bazen olumlu çoğu zaman olumsuz etkide bulunur: Bazen boşanmalar eşler için rahatlama olduğu kadar çocuklar için de rahatlama anlamına gelir. Eğer evde sürekli bir kavga ve döğüş hali var ise, çocuklar tekrarlayıcı fiziksel şiddete şahit oluyorsa, hatta kendi paylarına da dayak düşüyorsa, boşanmak çocukların da yararına. Ama evde anne baba arasında evlilikte doyum yok fakat gürültü patırtı da yoksa, boşanmak genellikle çocukların aleyhine oluyor.
Çocuklar, bir bitkinin su ve ışığa ihtiyaç duyması gibi, “içinde sevginin olduğu güvenli bir ev ortamına” ihtiyaç duyarlar. Bu doğal ihtiyacın karşılanmadığı aile ortamında da çeşitli düzeylerde psikolojik zarar görürler. Örneğin disosiyatif kimlik bozukluğu gelişebilir. Anne ve babaların kavgalarının arasında kalan veya anne ve babadan birinin yokluğunu çeken çocuğun zihni bu acıya dayanamaz ve bölünür. Ayrıca bu erken olumsuz deneyimleri kişilik özelliklerimizde güçlü ve kalıcı izler bırakabilir.
Boşanıp boşanmama kararı verme hayati bir mesele: Sonuç olarak boşanma süreci, hem eşleri hem çocukları hem de yakın aile üyelerini psikolojik, sosyal ve bedensel olarak etkileyen sonuçlar üretir. Bu sebeple boşanma kararının doğru ve yerli yerinde alınması hayati bir meseledir. Önümüzdeki yazıda tam da buradan devam edeceğim. Boşanma kararını yerli yerinde vermek hayati mesele ise, “boşanıp boşanmamaya karar verme süreci nasıl optimize edilir?” sorusunu cevaplamaya çalışacağım.