Boşanma kararı bazen eşlere ve çocuklara iyi gelirken, çoğu zaman eşlerin, çocuklarının ve yakın çevrenin hem ruhsal halini hem de beden sağlığını olumsuz etkiler. Bazen doğru karar boşanmak bazen de doğru karar boşanmamaktır. Bazı evliliklerin gerçekten de devam etmemesi gerekir. Bazı evliliklerde ise boşanmak akıllıca karar değildir. Kişiler boşanma kararlarından dolayı pişman olacaklardır. Bu sebeple, “boşanmaya karar verme sürecinin optimize edilmesi” gerekir. Optimize etmek; karar verme sürecini sağlıklı halde tutmak anlamına gelir. Bir nevi boşanma karar verme sürecinin sağlıklı olması için karar ağacının oluşturulması gerekir. Benim önerim aşağıda:
Boşanma / boşanmama kararının optimize (sağlıklı) olması için, karar sürecinin aşağıdaki dokuz unsuru içermesi gerekir:
1- Akıl/duygu ile analiz/sezgi birlikteliğinin sağlanması
2- Evlilik krizi sırasında karar almama
3- Ruhsal rahatsızlık döneminde karar almama.
4- Karar süreci için 6-12 ay süre
5- Çocukların görüşlerinin alınması (Yaşlarına göre)
6- Dış gözlemci değerlendirmesinin alınması
7- Evlilik danışmanlığı alınması
8- “Ayrı yaşama denemesi” yapılması
9- Son kararın kişi tarafından alınması
Akıl/duygu ile analiz/sezgi birlikteliğini sağla!
Yani kararın hem aklımıza hem duygularımıza, hem analizimize hem de sezgilerimize dayanması gerekir. Duygularımız aklımız kadar bilginin kaynağıdır. İyi bir karar da akıl ve duygunun uyumu, aynı yönde olması vardır. Akıl ve duygumuz arasında çelişki varsa, o karar da problem olma olasılığı daha yüksektir. Aynı durum sezgi ve akılcı analiz için de geçerlidir. Normalde boşanma ile ilişkili tüm etken ve sonuçları analiz ettiğimizde ortaya çıkan sonuç, daha kestirme yöntem olan sezgimiz ile uyumlu olması beklenir. Uyumsuzluk kararda problem olma olasılığını arttırır.
Evlilik krizi sırasında boşanma karar alma!
Evlilikler kriz dönemleri yaşar. Kriz döneminde eşler arası ilişki iyice bozulur. Bu dönemde boşanma düşüncelerimiz tepeye vurabilir. Halbuki bu dönem atlatıldığında boşanmayı düşünmek bile kişiye garip gelebilir. Gerçekten de şu anda iyi olan evliliklerin, geçmişinde kriz dönemleri olmuş olabilir. Eğer bugün mutlu olan eşler kriz döneminde boşanma kararı almış olsalardı, bugünkü mutlulukları olmayabilirdi. Kriz dönemine boşanma kararı almak, öfkeyle karar almanın bir versiyonudur.
Ruhsal rahatsızlık döneminde karar alma!
Bazen eşler ister biyolojik nedenlerle bazen de evlilik sorunları nedeniyle depresif bir epizot içine girebilirler. Depresif ruh hali geçmişin negatif anılarının zihnimize üşüşmesine yol açar. Ayrıca gelecek de karanlık görülür. Depresyon hali nedeniyle eşlerin ilişkileri daha da bozulur. Bu haliyle iki eş de boşanmadan yana tavır alabilir. Halbuki depresif ruh hali tedavi edilirse, hem kişilerin bakış açısı hem de ilişkinin dinamikleri değişebilir. Depresyon üzerinden verdiğim örnek anksiyete ve diğer ruhsal hastalıklar için de geçerlidir.
Kararı 6-12 aylık zaman diliminde al!
Boşanma kararı bir süreçtir. Önce boşanma fikrinin akla gelir, sonra boşanma fikri diğer eşle paylaşılır, eşler arasında boşanıp boşanmama fikri dolaşımda kalır. Sonra eşler bu fikri çevreleri ile paylaşırlar. Bazen danışmanlık hizmeti alırlar. Sonunda bir kısmı boşanmama bir kısmı ise boşanma kararına ulaşır. Kararın uygulamaya geçmesi ve kararda gidiş gelişler olur. Evden ayrılmalar bu dönemde olabilir. Çelişkiler boşanmadan sonra bile devam eder. Sonuç olarak bu süreçlerin her biri kararın sağlıklı olup olmamasını etkiler. Benim kişisel önerim bu sürecin 6-12 aylık bir zaman aralığında tamamlanmasıdır. Altı aydan kısa, 12 aydan uzun zaman dilimleri riskleri arttırır.
Önümüzdeki yazıda kalan beş unsuru yazmaya devam edeceğim.