Bugün Galatasaray kongre üyeleri hesaba kitaba oturacak. 2000 yılından bu yana hız kesmeden yükselen borcu inceleyecek ve Ünal Aysal dönemini ibra edecek veya etmeyecekler.
Aslında üyelerin bir dönemin ibrası ile uğraşacağına bu borcun nasıl sıfırlanacağı konusunda kafa yorması çok daha akıllıca olur.
Galatasaray'a her gelen başkan borcu indireceğine söz verirken, sportif başarıdan da vazgeçmeyeceğini söylemişti. Sportif değeri neredeyse sıfırlanan bir ligde her geçen gün sponsor bulmak güçleşirken, Şampiyonlar Ligi'nde başarının yapacağınız transferlere endeksli olduğu belliyken, başta passolig olmak üzere çeşitli nedenlerle seyirci statlardan uzak dururken, hangi gelirle Şampiyonlar Ligi'nde üst turlara çıkacak bir kadro kuracaksınız?
Sadece futbol takımı olmasanız belki zamanla bu borcu eritebilirsiniz. Ama milyonlarca seyirciniz sizden diğer branşlarda da başarı beklerken, basketboldan voleybola toplu topsuz bütün sporlarda kupalarla geri gelmenizi umut ederken, bu borç nasıl indirilir?
Her şeyden önce yönetimlerin ciddi bir karar vermesi lazım. Bunu da gerek kulüp üyelerine gerekse taraftara açıklaması şart. Yurt dışında başarı elde etmek diğer branşlarda kupa kaldırmak, ne kadar para harcadığınızla düz orantılıdır. Yakın bir gelecekte gelir gider dengisinin de değişmeyeceğini göz önüne alırsak, futbola bir miktar para harcayarak diğer branşlardan da kesinti yaparak, borcunuzu zaman içinde eritebilirsiniz. Ama ben her branşta şampiyon olacağım, kupa alacağım derseniz bu borç katlanarak büyür. Bu da kendi içinde bazı çelişkileri taşıyor. Hem spor kulübü olacaksınız, hem sportif başarıdan vazgeçeceksiniz!
Uzun lafın kısası; bu bir kısır döngü. Ama birisinin çıkıp bunları açık açık söylemesi şart. Galatasaray'ın mali kongresinde konuşulacak şey, bütçe ibraları değil, Galatasaray'ın mali bugünü ve yarını olmalıdır.
Geçici önlemlerle bugünü kurtarsınız da yarınları kurtarmanız mümkün değildir.