Ankara’daki bombalı saldırı gün ağarmadan aydınlatıldı. PKK/PYD/YPG bağlantısını gösteren, sadece saldırıyı yapan Salih Neccar’ın Suriye’nin PYD tarafından kontrol edilen Amuda kasabasından gelmesi değil.
Star’ın haberinde ayrıntılar var; başlıklar halinde geçelim ve ‘bazı ayrıntılar’ ekleyelim:
- Bombacı ‘sığınmacı’ adı altında Türkiye’ye gelmişti ve poliste kaydı vardı.
- Olay yerinde bulunan parmaktan kimliği kısa sürede öğrenildi.
- Otomobilin seri numarasından önce plakasına, sonra kiralık olduğuna, çalıntı kaydına ulaşıldı.
- Ardından MOBESE ve karayolları kameralarından otomobilin nerelere gittiği çıkarıldı.
- Çalıntı otomobil internetten ‘ucuza’ satışa çıkarılmış, alıcı Diyarbakır’dan çıkmış ve araç Diyarbakır’a götürülerek teslim edilmişti.
- Patlayıcının cinsi (TNT-RDX karışımı) ve Lice’de yüklendiği belirlendi.
- Aynı tip patlayıcı daha önce PKK’ya yapılan bir operasyonda ele geçirilmişti.
- Gözaltına alınanların en az 6’sı ‘katliamla doğrudan ilişkili’ ve ‘kayıtlı’ PKK’lı.
- Bu kişilerden bütün süreci bilen biri her şeyi itiraf etti.
- Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu yüzden PYD/PKK bağlantısını çok net biçimde açıkladı ve “gözaltılar burada kalmayacak” dedi.
***
Terör örgütü PKK ile alt örgütleri YDG-H, TAK, Suriye’de PYD, YPG, YPJ ve çocuk militanlara kadar uzanan çeşitli kısaltmalarla anılan alt örgütlerine kadar bütün terör ağı KCK tarafından yönetiliyor.
KCK’nın Kandil’deki yöneticilerinden Cemil Bayık, Ankara saldırısı için “Kim yaptı bilmiyoruz. Ama Kürdistan’daki katliamlara bir misilleme eylemi olabilir” açıklamasını yaptı.
Yani Bayık, saldırının DAEŞ tarafından yapılmadığından emin.
Aynı Bayık, 28 Aralık’ta Le Monde’a “Türkiye’deki Kürt kentlerine ek savaşçılar gönderme hakkını saklı tutuyoruz. Türkiye’nin içinden ve dışından gelen başka örgütlerle birlikte yakında bir devrimci direniş cephesinin kuruluşunu ilan etmeyi öngörüyoruz. Adını veremeyeceğim bu örgütler, Erdoğan rejimine karşı bizimle aynı mücadeleyi paylaşıyorlar ve bizimle birlikte mücadele edecekler. Soğuk Savaş bitti, birbirine karşıt gibi görünen güçlerle çıkarlarımız buluşabilir” demişti.
“Türkiye’ye ek savaşçılar gönderildiği” Ankara saldırısıyla ortaya çıktı.
Ayrıca, örgüt, Suruç saldırısının ardından iki polisin uyurken şehit edilmesinde olduğu gibi, ‘üstlenilmiş’ eylemleri bile kendi tabanı veya Batı’da tepki gelirse sonradan reddediyor; çoğunlukla da sorumluluğu TAK adlı örgüte atıyor.
Oysa TAK da PKK’nın alt kollarından biri...
***
Ayrıca, Bayık’ın açıklamalarından anlaşıldığı gibi, terör saldırıları artık sadece PKK/KCK değil, PYD/YPG ve alt örgütleri ile ‘koalisyon örgütleri’ adına yapılabilir. Bu yüzden ‘bizden değildir’ diyor olabilirler de.
Zira, PYD bölgesinde ‘Rojava Enternasyonalist Özgürlük Taburu’nun kuruluşu geçtiğimiz günlerde örgüte yakın yayınlarda ilan edildi. ‘Terör koalisyonu’nun üyeleri tanıdık: “MLKP ve TKP-ML/TİKKO, İspanya Yeniden İnşa Örgütü, Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) ve MLSPB, Yunan, Türk, Alman ve Ermeni devrimciler.”
Saldırının bir başka enteresan tarafı da, Sultanahmet’teki DAEŞ canlı bomba saldırısıyla benzerliği. Bu da PKK’nın tüm ‘Ortadoğu terör yöntemlerini’ kullandığını, işbirliği yaptığı örgütlerin de benzer yöntemleri kullanabileceğini gösteriyor.
Bayık’ın sözleri ve bunun uygulamaya konulduğunun kanıtı olan Ankara saldırısı, gelecek günlerde PKK/KCK’nın karşımıza TAK ve YDG-H dışında PYD, YPG, YPJ olarak çıkabileceği gibi, ‘terör koalisyonu’ üyesi ‘yerli-yabancı’ örgütlere de ihale verebilir.
Ve daha enteresan olanı; ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner’in ‘itiraf ettiği’ gibi; “ABD’nin iyi adamlara verdiği silahlar, bazen kötü adamların eline geçebiliyor.”