Bugün iki konu üzerinde duracağım. Bunlardan ilki Bolu'daki yangın meselesi. Diğeri ise yeniden gündeme gelen "Gezi" konusunda olacak. Amacım meselenin hukuki yönüne dair şüpheleri gidermek, bu zaviyeden bilgi vermek... Yargılamak, karar vermek mahkemelerin işi pek tabi. Ama hepimizin vicdanında ortalama bir karar belirmiştir eminim.
İTFAİYE RAPORU
Mevzuatın eksik aktarılması veya bilinerek hatalı aktarılmasının ortaya çıkardığı bir kirlilik var. Burada temel olarak bilinmesi gereken bir husus var o da işyeri açma ruhsatını kim verirse versin, otel ve benzeri yerlerin yangın için bir belge getirmesi gerekiyor. Bunun adı ise itfaiye raporu.
MÜDAHALE VİCDAN MESELESİ
İtfaiye mevzuatı çok açık düzenlemiş bu hususları. Yükselen itiraz şu: "Belediye yangına müdahale etmek zorunda mı?". Bunun cevabını evvelemirde hukuk değil, ahlak verir. Yandaki otelin müdahale etmemesi gibi bir husus konuşuldu günlerce. Ne derece doğru bilmiyorum. İki kardeş arasındaki husumet buna sebebiyet vermişse vay halimize... Belediye'yi "görevi değil" diyerek savunmak çok doğru bir iş değil. Zira hukuki olarak da yükümlülüğü var itfaiyenin.
İTFAİYENİN SINIR DIŞI GÖREVİ
Hukuken itfaiyenin iki zorunluluğu var (1). Birincisi "belediye sınırları dışındaki olaylara müdahale etmek", ikincisi "işyeri, eğlence yeri, fabrika ve sanayi kuruluşlarını yangına karşı önlemler yönünden denetlemek, bu konularda mevzuatın öngördüğü raporları vermek ve görüş bildirmek". Bu iki görevin de belde sınırı ile bağlantısı yok. Nitekim İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik'te geçen "itfaiye raporu" da buna işaret ediyor (2). Bir başka durum ise Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre itfaiyenin tüm sınırları kapsayan yetkisi...
OTELİN RUHSATI ...
Otelin ruhsat aldığı tarih eski. Ancak 2023'ün ağustos ayında "bir geçiş hükmü" getirilmiş Cumhurbaşkanı kararı ile. Yönetmeliğe (3) yangın önlemlerinin yeterli olduğuna dair ilgili kurumdan uygunluk yazısı alarak 30/4/2024 tarihine kadar Bakanlığa ibraz edilmesi zorunlu hale getirilmiş. Bir belge sunulduğu kesin ama bu belgenin mahiyeti muamma. Evrakı verip sonra iptal etme meselesine bu açıdan bakmak gerekiyor sanırım.
TAZMİNAT YÜKÜ OTELİN SAHİBİNDE...
Bir de unutmadan konuşulmayan bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Zarar görenlerin tümü otelin sahibine tazminat davası açabilir. Bu durumda otelin sahibi bir kusuru olmasa bile sorumludur ki var olduğu açık. Denetimler sonunda eksikleri gidermediği çok net. Kusur teknik bir konu burada asli sorumlu otel sahibi. İdareler içinde ise asli sorumluluk itfaiyede düğümleniyor.
GEZİ DENEMESİ
Gezi meselesinin tek hedefi vardı, Erdoğan'ı indirmek. Bu konu tartışma götürmeyen bir gerçek. Mahkeme kararlarına da yansımış bir tespit bu. Meselenin kalkışma olduğunu anlamak için ortaya çıkan tahribata, Taksim'de açılan pankartlara, atılan sloganlara, uluslararası medyanın sürece dahline ve nitelemesine, yürütülen PR çalışmalarına bakmak kâfi... Hukuki delilleri, görüşmeleri, HTS kayıtlarını, görüntüleri ve tanık beyanlarını söylemiyorum bile. Başta "demokratik tepki(!)" diye başlamış gibi görünse de sonrasında kalkışmaya dönüşmüş bir eylemden bahsediyoruz.
12 SENE SONRA....
Hukuk, bu eylemlerin bizatihi kendisini suç olarak düzenlemez, teşebbüsünü suç sayar. Şimdi kim diyebilir ki oradaki kitlenin (çok az bir kısmı hariç) derdi protesto etmekten ibaretti. Gezi ve 15 Temmuz farklı tarihlerde ortaya çıkan aynı irade ürünü... Sonuca ulaşamayınca "mağdur" rolünü oynamak bu tip suçlarda başı çekenlerin ortak özelliğidir. Ben o veya şu kimse suçludur demiyorum.... Aradan 12 yıl geçmiş olması bir şeyi değiştirmez. Öngörülen cezaya göre bu tip suçlar, işlendiğinden itibaren 30 yıl içinde dava açılmak amacıyla soruşturulabilir (TCK m.66). Yeni deliller her zaman böyle bir imkânı verebilir. Ceza hukukunun sistematiği böyledir. Yeni faillerin gündeme gelebileceği bir süreçteyiz. Yüzleşme uzun sürecek, belli...
(1) Belediye İtfaiye Yönetmeliği m.6/1-ğ-j
(2) m.5/h
(3)Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik Geçici m.1