Suriye ile normalleşme süreci hiç de kolay değil; ancak imkânsız da değil. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin Ankara-Şam ilişkilerine katkı vereceğini anlıyoruz. Orta Doğu için klişe sözlerden biridir: Mısır olmadan savaş, Suriye olmadan barış olmaz.
Körfez ülkelerinin İran'ı durdurmak için istikrara kavuşmuş bir Suriye istedikleri gerçek. Kalkınma Yolu için Irak'ın da Ankara ile güvenlik protokolü uzun vadeli barış zeminini zorluyor.
Ankara-Şam normalleşmesini uzun zamandır vurgulamamızdaki sebeplerden biri istikrarsız bir Suriye'nin İsrail için fırsatlar yaratması. Obama ABD'si inşacı politikalarla süreci zamana yayarak Ankara'nın taleplerini görmezden gelmiş ve Suriye'de istikrarsızlığı teşvik etmişti. Bu süreçte Türkiye'deki kimi aktörler de Vaşington'un etkisiyle beklentilerini yükseltmişlerdi.
Şimdi Suriye ile normalleşme tarihi bir zaruret halini alıyor. Bir yandan İdlib bölgesindeki sıkışma, bir yandan PYD'nin silahlı yapıları, öte yandan ise İran'ın uzantısı yapılar Suriye'yi kilitlemiş durumda. Zayıflatılmış bir Suriye İsrail'in savaşı genişletmesine olanak tanıyor.
Abdurrahim Semavi (Temel) Diyarbakır cezaevinde yatmış ve Kürt sorununa makul çözümler arayan bir isim. Sulh kavramını sık sık kullanarak tarihsel Türk-Kürt kardeşliğini diri tutan isimlerden biri. Geçtiğimiz günlerde de Selim Çürükkaya'ya verdiği röportajda Öcalan'ın örgüte silah bırakma çağrısı yapacağından bahsetti. Bu Suriye ile normalleşme sürecinde ne anlama geliyor diye sorduğumuzda şu cevapları alıyoruz.
-Öcalan, Kuzey Irak'taki dağ yapılanmasına (Kandil, Şengal vs.) silah bırakma çağrısı yapacak.
-Ankara'nın bölgede yaşayan halka garantör olması halinde Rojava bölgesinin silah bırakarak Şam'a yani Esad yönetimine entegrasyonu gündeme gelebilir.
-Öcalan bu çağrıyı örgüte dikte edecek ve böylece PKK/PYD sorunu ortadan kalkarak yeni bir dönem başlayacak.
Yeni bir çözüm paketinin dış etkilerin tesirindeki DEM Parti ile gerçekleşmesi imkânsız. Yerel kanaat önderleri, müstakil-bağımsız aydınlar, Türk milletinin hassasiyetlerine vakıf entelektüellerin yanı sıra geniş tabanlı sivil toplum kuruluşları konuşmalı ve tartışmalı. Üstelik bölgesel tehditleri ve riskleri en iyi algılayan Cumhur İttifakı'nın MHP kanadının gelecek projeksiyonu daha anlamlı katkılar sağlayabilir.
Ankara-Şam görüşmelerine Abddurahim Semavi'nin gündeme getirdiği başlıklar ne boyutta dahil olacak bilmiyoruz ancak ABD, Rusya gibi aktörlerin varlığı iki ülkenin görüşmelerine etki edecektir.
Bölgesel sorunların bölgesel aktörlerle çözülmesi gerekiyor. 4 ülkenin de (İran, Irak, Suriye, Türkiye) bölgedeki Kürt nüfusu İsrail/ABD planlarından uzak tutarak terör örgütlerini saf dışı bırakması ve rasyonel çözümler üretmesi gerekiyor.