Eylül ayının son günleri.. Sınıra sıfır noktadan bir askeri helikopter havalanıyor. Helikopterdeki Türk ve Amerikalı komutanlar, Türkiye-ABD arasında varılan mutabakat kapsamında terör örgütü PKK/YPG’nin bölgeden çekilip çekilmediğini, mevzilerin yıkılıp yıkılmadığını denetleyecekler. Alçak uçuş sırasında Türk komutanın dikkatini aşağıdaki teröristler çekiyor. İşaret parmağıyla teröristleri gösteriyor. “Hala buradalar” diyor. Amerikalı komutan “Onlar terörist değil, yerel polis” ifadesini kullanıyor. Kimya bozuluyor. Aynı şey bir kez daha tekrarlanıyor. Amerikalı komutan yine aynı cevabı veriyor. Türk komutan Amerikalı muhatabına “Bizimle dalga mı geçiyorsunuz” der gibi bakıyor. Devriye bitince olan biten Ankara’ya rapor ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ABD ile ortak devriyeler hikaye” sözünün arkasında yatan sebepler arasında sadece bu olay yok. Terör örgütü mensuplarıyla verilen fotoğraflar, ikili anlaşmayı sulandırma çabaları, terör örgütüne giden silahlar da var.
Artık bugün Fırat’ın doğusuna yönelik başlatılan kapsamlı “Barış Pınarı” harekatını konuşuyoruz. Operasyon dün sabah erken saatlerde başlayacaktı. Ancak ABD askerlerinin tam olarak çekilmediği görülünce öğleden sonra düğmeye basıldı. Operasyonun başladığını Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu.
Peki, Barış Pınarı Harekatı’nın kapsamı ne olacak, nerede başlayacak, nerede bitecek? Bu soruların yanıtları merak ediliyor.
Genel çerçeveyi şöyle anlatabilirim: Operasyon aşama aşama yapılacak. Bu yüzden uzun vadeli bir planlama sözkonusu. Erdoğan-Trump görüşmesinin ardından Amerikalı askerlerin çekildiği iki nokta, Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad ve Ceylanpınar’ın karşısındaki Resulayn, operasyon sahasıyla ilgili fikir veriyor. Önceki gün Pentagon’dan yapılan açıklamada ABD askerlerinin Türkiye’nin operasyon sahasının dışına çıkarıldığı vurgulandı. Türkiye’nin muhataplarını operasyonla ilgili bilgilendirdiği düşünülürse, ABD askerlerinin çekildiği bu bölgenin Barış Pınarı Operasyonu’nun icra edileceği –ilk- alan olduğu söylenebilir. Operasyonun derinliğine ise Türk Silahlı Kuvvetleri, ihtiyaca göre, karar verecek.
Bu bölge terör örgütü YPG/PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde kurduğu terör koridorunun tam ortasında bulunuyor. Bölgenin batısında Ayn el Arab ve Menbiç, doğusunda ise Haseke ve Kamışlı yer alıyor. Operasyonun bu bölgede icra edileceğini kabul edersek, amacın terör koridorunu bıçak gibi ortadan ikiye bölmek olduğunu söyleyebiliriz. Güneye doğru süpürme harekatıyla bölgenin terörden temizlenmesinin ardından ikinci aşamada operasyonun doğuya ve batıya yöneleceğini, böylece terör örgütünün Türkiye sınırından 30 kilometre güneye itileceğini öngörebiliriz. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda operasyonun aşamalarını “böl, parçala ve yok et” şeklinde formülüze edebiliriz.
ABD bize istihbarat vermeyecekmiş
Operasyon kararının Washington’a bildirilmesinin ardından gelen ilk tepki Türkiye’nin Hava Görev Emri’nden çıkarılması oldu. Ayrıca ABD’nin bilgi ve istihbarat paylaşımını kestiği belirtildi. Bir kaynağım konuyla ilgili “ABD bize zaten istihbarat vermiyordu ki” ifadesini kullandı. Ancak operasyonu engellemek için elleri boş durmayacak. TSK bölgede operasyon yaparken ABD, terör örgütüne Mehmetçiğin hareketleriyle ilgili istihbarat ve bilgi akışı sağlayacaktır. Trump’ı DEAŞ tehdidinin bitmediğine inandırmak isteyenler özellikle Avrupa başkentlerinde uyuyan hücreleri harekete geçirecektir. Ayrıca Afrin operasyonu sırasında maruz kaldığımız kara propaganda ve uluslararası baskının daha fazlasıyla karşılaşacağız. Hazırlıklı olmak, kararlı durmak gerekir.