Boko Haram, 14 Nisan’da Nijerya’nın Borno Eyaleti’nde 274 kız öğrenciyi kaçırdı ve örgüt lideri, kızların Çad sınırına yakın yerlerde 10 dolara satılacaklarını duyurdu. Diğer bir ifadeyle kızların başka bir ülkeye satılacağı, dolayısıyla bulunmayacakları tehdidi savrulmuş oldu. Eylemin gerekçesi olarak da, bu kızların batı tipi eğitim almaları olarak açıklandı.
Çad sınırına yakın üç eyalette son bir yıldır iki bine yakın kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan örgüt, on yıldan fazla zamandır ülkede faaliyet gösteriyor. Ülkenin şeriat hükümlerinin geçerli olduğu kuzey ve kuzey doğu eyaletlerinde giderek gücünü artırmış olan Boko Haram, adını ilk kez Kamerun sınırına yakın yerlerde ve Nijerya güvenlik güçlerine karşı yaptığı eylemlerle duyurmuştu. 2009’dan itibaren ise sivilleri hedef almaya başladı, 2008’de bin kadar kişi öldürüldü, üç binden fazla kişi ise göç etmek zorunda bırakıldı.
El Kaide ile bağlantısı olan ve Afrika Taliban’ı olarak tanımlanan Boko Haram, sonraki yıllardaki eylemlerini ‘Batı’yı hedef alarak sürdürdü. Kiliselere, BM binalarına ve okullara saldırılar düzenledi. Gayet tabi eylemlerinin bütününde devlet başkanı Goodluck Jonathan’ın hedef alındığını da belirtmek gerekiyor.
Sallanan Nijerya
Nijerya, 2003 yılına kadar sabah erken kalkanın gidip darbe yaptığı bir ülke olarak yaşadı. Her darbe döneminden sonra yeniden cumhuriyet ilan edilmiş olsa da, bunların ömürleri uzun sürmedi. 2003 ve 2007 seçimleri son derece şaibeli geçti, seçilen başkanlar ölünce yerlerine yardımcıları başkan oldu.
Nijerya, dünyadaki petrol üreticileri arasında 10., petrol ihracatçıları arasında da 6.sırada yer alan Kara Afrika’nın en zengin ve 140 milyonluk nüfusuyla en kalabalık ülkesi. Petrol yatakları, Boko Haram’ın faaliyet önceliği olan bölgede olmasa da, örgütün Nijerya’daki en büyük petrol yatırımcısı Shell’e karşı da bir dizi eylem gerçekleştirdiği biliniyor. Hatta bir dönem petrol firmaları birleşip kiralık güvenlik güçleri oluşturmuş ve kendilerine yapılan eylemlere karşı bu birliklerle mücadele başlatmışlar.
Ülkenin yaklaşık yarısı Müslüman ve fakir kuzey eyaletlerinde yaşıyor, diğer yarısı ise Hristiyan ve zengin bölgede yoğunlukta. Boko Haram her ne kadar batılı eğitimin reddedilmesi ve şeriatın gelmesi konusunda faaliyet gösteriyorsa da, esas motivasyon kaynağı Müslümanların zenginliklerden yararlanmadığı gerçeği.
Devreye giren ABD
Gelinen aşama itibarıyla, Nijerya’nın küresel güçlerin gündemine fena halde düştüğünü söylemek gerekiyor. Kızların kaçırılması, bugüne kadar yapılan eylemlerden sadece bir tanesi olmasına rağmen, insanlık suçları çerçevesine sokulacak en somut örnek. Dolayısıyla, tıpkı El Kaide gibi Boko Haram da bir askeri müdahaleyi hak ediyor denebilecek durum söz konusu.
Tam da bu nedenle başını ABD’nin çektiği bir grup devlet ki tabi içinde Birleşik Krallık da yer alıyor, Nijerya’ya konusunda bir araya geldi ve kızları kurtarmak için müzakere yapacak bir heyet oluşturuldu. Heyette askerler de bulunuyor.
ABD askerleri, görüşme için gitseler bile, sonuç itibarıyla bu durumun adı bölgeye asker göndermek olur. Muhtemelen Nijerya’nın komşularını da kapsayan bazı girişimler söz konusu ve sonuç itibarıyla terörle mücadelede askeri önlemenler kapsamında bir girişim.
Afganistan’a yapılan müdahale gibi bir müdahale söz konusu değil, bu örnek yeni yöntemleri ima ediyor. Rusya Kırım sorununu Gürcistan sorunu gibi değil başka yöntemle çözüyorsa, ABD’nin de yeni yöntemler geliştirmesi kaçınılmazdı. Boko Haram’ın yeni yöntemler geliştirilmesine katkı sağladığı söylenebilir.