Bir zamanlar Türkiye’nin en güçlü kuruluşları arasında yer alan, binlerce işçinin çalıştığı METAŞ’ın düştüğü durum ülke kamuoyunda tartışma konusu olmuştu. METAŞ’ın hikayesi hala hafızalardan silinmedi. Çalışanlarına sağladığı imkanlar ile büyük bir kısmını ev ve araba sahibi yapan METAŞ, İzmir’de bir zenginlik ve refah havuzu haline gelmişti. Doğrudan ve dolaylı binlerce kişiye işveren METAŞ için zamanında ‘Türkiye’nin Almanyası’ deyimi kullanılırdı.
O günlerde bir gazeteci olarak fabrikanın sahiplerinin çabalarını, çalışanların fabrikanın kapatılmaması için yaptığı gösterileri yakından izledim. METAŞ çeşitli nedenlerle üretime son vermek zorunda kaldı. Üretime son verilmesinden yıllar sonra sahipleri ile yaptığım bir röportajda bu sürecin konjoktürel olduğunu ifade etmişlerdi.
Şartlar ve koşullar farklı olsa da geçmişte METAŞ örneğine benzer bir tablo bugün BMC ile ilgili yaşanıyor. BMC’de sular bir türlü durulmuyor, kriz aylardır sürüyor. BMC 3 bin kişiye doğrudan iş veriyor. Yan sanayisi ile 25 bin kişinin geçimini sağlıyor. İzmir ve ülkemiz için çok önemli katma değeri olan, bunun da ötesinde stratejik öneme haiz olan BMC neden zora girdi? Bir yönetim hatası söz konusu mu? Türkiye’de birçok Belediye’ye otobüs satan, askeri araç üreten, kamyon ve çekici imal edip satan yurtdışına ihracat yapan, verilen siparişlere yetişmekte zorlanan bir BMC, neden bu sıkıntılarla karşılaşmış, krize girmiştir? Bütün bunlara rağmen firmanın bu duruma nasıl geldiği kamuoyunun merak ettiği konulardan birisidir. Burada ne gibi hatalar, yanlışlar yapılmıştır? Bunlar mutlaka sorgulanmalıdır. Çünkü BMC zarar değil, kar edecek bir kurumdur. Finansman sorunu yaşayarak üretime ara vermek zorunda kalması düşündürücüdür. Marka değeri ve ürettikleriyle çok daha iyi yere gelebilecek, ihracat potansiyeli yüksek, yurtdışında tanınan bir markanın böylesine finansal bir kriz yaşaması birçok soruyu da beraberinde getiriyor.
BMC ülkemiz için çok önemli olduğu gibi İzmir sanayisinin ve ekonomisinin de simgelerindendir. Bu kuruluşun üretime devam etmesi, krizden kurtulması, en büyük temennimizdir. Böylesine büyük bir yatırımın kurtarılması yaşatılması için hepimiz ayağa kalkmaya hazırız da. Grubun sesini neden duyamıyoruz? BMC’nin İzmir ekonomisine büyük katkı sağladığı bir gerçek. Şimdi iş adamları hükümetten duruma müdahale etmesini BMC’nin kurtarılmasını talep ediyorlar. Devlet BMC’yi kurtarsın görüşleri öne çıkarken, dünyanın sayılı zenginleri arasında yer alan Çukurova Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet’ten neden en ufak bir ses çıkmıyor, kendi şirketini krizden çıkartacak adımlar atmıyor? Batma tehlikesine karşı bugüne kadar Çukurova grubu bir adım atmış mıdır? Grup tarafından bu konuda neler yapılmıştır kamuoyu bunları da bilmek istiyor.
YABANCILAR DEĞİL, İZMİRLİ İŞADAMLARI ALSIN
Ancak sonuç ne olursa olsun, nasıl bir reçete sunulursa sunulsun bir şekilde BMC’nin, METAŞ’ın akıbetine uğramasına izin verilmemelidir. Kurumun İş Bankası ile anlaşmış olması krizi dindirir mi? Alınan kredi can suyu olur mu? Doğrusu bundan da emin değilim. Bu varlığımızın yabancılara satılmasına da karşıyım. Eğer satılacaksa da İzmirli işadamları bir araya gelerek bu işletmeyi ülke ekonomisine ve İzmir’e kazandırmaları yerinde olacaktır diye düşünüyorum.