2012 yılında BMC’de yaşananları köşeme taşımış ve sonunun Metaş’a benzememesini bu stratejik kuruluşun mutlaka yaşatılması gerektiğini vurgulamıştım.
Bakın bundan yaklaşık iki yıl önce BMC ile ilgili ne yazmışız? “...BMC 3 bin kişiye doğrudan iş veriyor. Yan sanayisi ile 25 bin kişinin geçimini sağlıyor. İzmir ve ülkemiz için çok önemli katma değeri olan, bunun da ötesinde stratejik öneme haiz olan BMC neden zora girdi? Bir yönetim hatası söz konusu mu? Türkiye’de birçok Belediye’ye otobüs satan, askeri araç üreten, kamyon ve çekici imal edip satan yurtdışına ihracat yapan, verilen siparişlere yetişmekte zorlanan bir BMC, neden bu sıkıntılarla karşılaşmış, krize girmiştir?...”
BMC ülkemiz için çok önemli olduğu gibi İzmir sanayisinin ve ekonomisinin de simgelerindendir. Bu kuruluşun üretime devam etmesi, krizden kurtulması, en büyük temennimizdir. Böylesine büyük bir yatırımın kurtarılması yaşatılması için hepimiz ayağa kalkmaya hazırız da... Ancak sonuç ne olursa olsun, nasıl bir reçete sunulursa sunulsun bir şekilde BMC’nin, METAŞ’ın akıbetine uğramasına izin verilmemelidir...”
Çok şükür bugün BMC’de METAŞ’ın dramatik hikayesini yaşamadık. BMC’nin ülkemiz için üretim alanlarında tarih yazacağına dair ümitlerim arttı. BMC’nin yeni sahiplik yapısının oluşması ile geçmişin tozlu raflarında kalan ülkemizin devrim rüyasını gerçekleştirme yolunda önemli bir adımın atıldığını düşünüyorum. Çünkü yeni sahiplik yapısı bu ruha, cesarete ve girişimci ruha sahiptir. Bu sadece İzmir için değil, ülkemiz adına büyük bir kazanımdır. Çünkü bir devrim rüyası ancak bir devrimci ruhla gerçekleşebilir. Bu güç ve cesarette yeni sahiplikte fazlasıyla mevcuttur. Ülkemizin araba sevdasına kavuşmasını bu iradenin sağlayacağına dair güçlü ümitlerim var.
Kirpi adı verilen tekerlekli zırhlı araçların ilk üretim aşamasında fabrikaya davet edilmiş ülkemiz adına bundan gurur duymuştuk. 1964 yılında kurulan BMC’nin yapısına baktığımızda Türkiye’de ilk dizel motor üretimi ve benzinli motorların dizel adaptasyonunu gerçekleştirmiş. Kamyon üretiminde ülkemizin en büyük gücü haline geldi. 40 tona kadar yük ve yolcu taşımacılığının tüm sınıflarında araç üretimi yapan Türkiye’nin tek, dünyanın dört üreticisinden birisi oldu. Otobüs üretiminin yüzde 60’ının ihracata gönderildiği ve bunun büyük bölümünün de Avrupa ülkelerine gittiği, 2009’da halk otobüsü pazarında yaklaşık yüzde 90 pazar payına ulaşan bir işletmeninin tamamen iflas etme ve kapanma durumuna gelmesi çok düşündürücüydü.
BMC’nin kapanma noktasına gelmesinin bir ekonomik ve stratejik boyutu birde sosyal boyutu vardı. Binlerce işçi evine ekmek götüremez hale gelmişti. BMC’ye yan sanayi olarak hizmet veren yüzlerce KOBİ işletmeleri için BMC adeta bir varlık sebebiydi.
Ne olursa olsun çok değerli işadamı Ethem Sancak’ın, İzmir ve ülkemizin bu alanda güçlü bir sanayi kuruluşunu kapanma noktasından alması; yan sanayi olarak hizmet veren yüzlerce KOBİ, orada çalışan binlerce işçi ve böylesine stratejik değere sahip bir sanayi işletmemizin yaşatılması çok önemlidir.
Yakın zamanda BMC’nin Genel Müdürlüğü görevini üstlenen İzmir iş dünyasının çok yakından tanıdığı ülkemizin birçok kurumunda önemli görevler üstlenen Cemal Öztürk’ün yönetiminde büyük işlere imza atmaya hazır. Nitekim duygularını dile getiren Genel Müdür Öztürk’te bu heyecanını saklamıyor. Ülkemiz için böylesine değerli bir kuruluşun yeniden eski parlak günlerine kavuşması için gecelerini gündüzlerine katacaklarını ve ülkemizin adını dünyada duyuracaklarını aktararak, başarımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bu değerli kuruluşumuz ülkemizin dünya markası yapacağız” diyerek sözlerini noktalıyor.
Bizde ülkemiz için aynı zamanda stratejik değere haiz bu kuruluşun yeniden canlandırılması için gösterdikleri yatırımcı cesaretlerinden dolayı değerli işadamı Ethem Sancak’ı kutluyoruz.