Abdülfettah Said Hüseyin Halil el-Sisi ya da General Sisi, 19 Kasım 1954’te dünyaya geldi, 12 Ağustos 2012’de Mısır Genelkurmay Başkanı oldu, önceki gün Mısır’ın tepesine diktatör olarak bağdaş kurdu.
Kamer Genç öte yandan, Tunceli’nin Nazmiye İlçesine bağlı Ramazanköy’de doğdu 1940 yılında. Maliye Okulunda yatılı okudu, sonunda İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdi. Maliye’de çalıştı ve 1966’da Danıştay sınavını kazandı; 1974-76 yıllarını Paris’te geçirdi. Ve 1981 yılında, Sisi değil bir başka generalin yaptığı darbe sonucu Danışma Meclisine, Tunceli üyesi olarak atandı. Pek sevdi bu işi ki 1983’te Tunceli’den bağımsız aday oldu. Gel gör ki, onu Danışma Meclisine alan generaller bu kez halkın oylarıyla seçilmesine izin vermedi. “Kamer efendi seni ancak biz seçeriz; halk değil!” diyorlardı sanki. Ama sonra dört dönem milletvekilliği yaptı. Derken 2007 ‘de bağımsız seçildi; 1 Haziran 2010’da da CHP’den girdi Meclise...
***
2012’nin Ağustos’unda halkın oylarıyla cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi, Sisi’yi Genelkurmay Başkanlığı’na atadı! Sisi, Haşim Kandil Hükümetinde Savunma Bakanı da oldu! İşte bu Sisi, seçimle gelen Cumhurbaşkanına 48 saat süre verdi, ya siyasi bunalımı çözersin ya da seni alaşağı ederim dedi daha atandığı görevinde birinci yılını doldurmadan; sonra da alaşağı etti zaten!
Kamer Genç ise darbelerin önde gelen şakşakçısı partisinin bir temsilcisi olarak TBMM’nin kürsüsüne çıktı ve Sisi’yi aratmayacak bir konuşma yaparak Türkiye’nin seçilmiş başbakanına seslendi, “Sanıyor musun aldığın 5 bin polis seni koruyacak? İşte gördünüz Mursi ne duruma geldi! Onun da çevresinde çok polis vardı. Dolayısıyla hiçbiriniz kendinize güvenmeyin. Bu memlekette sizin aklınızın ermediği bazı gerçekler var!” dedi ki, bu son cümleyi Shakespeare’in Hamlet adlı oyunundan aşırmıştı az-biraz çarpıtarak! Meclis Başkanvekili Sadık Yakut, darbe çağrısı yaptığı için Kamer Genç’i kınadı. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Darbe yolu göstermeye çalışan bir milletvekilinin TC’yi kurduğunu öne süren CHP’de işi olamaz” dedi. Kibarlık olsun diye söyledi bunu herhalde. Darbe yolu gösteren bir milletvekili olsa olsa CHP’de olur; CHP’nin geçmişine bir göz atan bunu o saat söyler.
Kamer Genç’ten sonra günün en altı okka lafı, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’dan geldi. CHP’nin bütün siyasi yaşamı boyunca darbelere karşı olduğunu söyleyen Altay, balkonda oturan iki seyircinin gülmekten az daha aşağı, salona düşmesine neden oluyordu!
Mısır’da darbe oluyor Türkiye’de kimileri seviniyor! Asker arıyor gözleri, “aah ulan ahh, nerde bizim Sisi’ler!” diye dövünenler var hem CHP, hem iş adamları hem de medya içinde. Bizim Sisi’ler yargılanıyor kardeşim! Bu Sisi hayranlarının bir lafı var ki, harika, “demokrasi sadece sandık demek değildir!” Elbette değildir, örneğin hiçbir fikir üretmeyen, sürekli sövüp sayan bir muhalefet partisinin demokraside yeri yoktur! Herhangi bir şeyin neden ve nasıl yapılmayacağını söyleyen ama nasıl yapılacağı konusunda yüzünüze şaşkın şaşkın bakanların da yeri yoktur! İyi niyetli, demokratik haklarını kullanan insanların arasına katılıp ortalığı ateşe verenler nasıl demokrasi sözcüğünü ağızlarına alamazlarsa, onları “demokrasi kahramanı” ilan edenler de alamazlar. Devletin yaptığı iyi işlerden söz edenlere, atalarının çarpıtılmış yalan dolanla sarmalanmış tarihini düzeltmeye çalışanlara, inançlarını dile getirenlere “satılmış, yandaş” diyenlere de yer vardır demokraside yeter ki ana avrat sövmesinler. Nasıl hükümeti her gün eleştirenlere da yer varsa. Atatürk’ün arkasına saklanarak yalan yanlış şeyler söyleyenlere de yer vardır, Osmanlı’ya övgü düzenlere de! Neye yer yoktur biliyor musunuz? Atanmışın silaha davranıp, zorbalığa soyunarak seçilmişi alaşağı etmesine! Bunu bir öğrenseniz, nasıl rahatlayacaksınız, bütün gazınız çıkacak, rahata kavuşacaksınız; daha önemlisi ülke huzura kavuşacak!