Ahlaksız yatırımcılar’ demiştim, geçen sene, Nisan ayında, bazı ‘yatırım cinsleri’ne atıfta bulunarak.
Neydi o ahlaksız yatırımlar?
Birisi, barış sürecinin aksaması. Hala, yağmur duasına çıkar gibi terör duasına çıkıyorlar. Hala, bir şey olsa da, Türkler’le Kürtler’in arası açılsa diye abuk sabuk, saçma sapan yazılar çiziler salgılıyorlar. Bir gram terör bulsalar Arşimet gibi, ‘buldum! buldum!’ diye sokaklara fırlıyorlar.
Bir diğeri, Başbakan Erdoğan’ın sağlığı. Şimdi paralelciler ‘biz yapmadık, ispatla’ derler. Dikkat edin, sadece onlar, ‘biz yapmadık, ispatla’ diyor.
Kim yaptıysa işte, ‘müşarünileyh’.
Yurtlarda, evlerde, ‘uzun adam’a kim çocuklara dayak zoruyla beddua ettirdiyse!
Bir senedir, yatırımlar çeşitlendi.
‘Sayın seyirciler, Nisan ayında yağan yağmurların, barajların doluluğuna bir faydası olmadığı ortaya çıktı’ diye haber olur mu?
Arkadaşlar yaptı, oldu.
Canlarım benim. Mevzuatı değiştirmişler, 30 Mart’tan sonra yağan yağmurlar iadeli taahhütlüymüş!
Daha geçen hafta, bir kavga çıksın, Taksim’den aşağı ortalık karışsın diye ağzını açıp bakanlar yok muydu?
1 Mayıs, Diyarbakır’da, Kayseri’de, Ankara’da, İstanbul’da güzelce kutlanırken Taksim’de asayiş berkemal olunca nasıl rahatsız oldular?
Bakın, şimdi The Ekonomist, Mayıs sonuna terör siparişi veriyor. Versin, ne yapalım, kötü kötülüğünü yapacak.
Her lafın arasına, bir ‘Alevi’ argümanı sıkıştırıp ihtilaf hayali kuran koyun kılığındaki ‘çakallar’ı da ihmal etmemek lazım.
Son zamanların en tatlı işi Freedom House.
Paralelciler, ‘cennetten müjde gelmiş’ gibi manşet yapmışlar. Türkiye’de basın özgürlüğü yokmuş.
İsrail’de varmış!
Sen diyorsan doğrudur.
Arkasını biraz araştırdık. Ne ararsan var. Ful Neokon. Mebzul miktarda CIA.
STAR yazdı, iplikleri pazara çıktı. Şimdi Freedom House’daki ajanlar düşünsün.
Bir ‘ahlaksız yatırım’ daha vardı, geçen yılki yazımda.
Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül arasında çıkabilecek bir ihtilaf.
Bu ‘yatırım’, hele de şu ‘paralel virüs’ millete musallat olalı beri, içerik ve ambalaj bakımından zenginleşti.
Yatırımı niye yaparsın? İleride istifade etmek için.
Ne zaman istifa etmek için?
Mümkünse, Cumhurbaşkanı seçiminde istifade etmek için.
Eh, şu günler tam zamanıdır.
Yatırımcılar, Gül’ün, ‘paralel fitne’yi teşvik etmesini çok ümit ettiler.
Cumhurbaşkanı, bu konuda netti. O hevesi kursaklarında bıraktı.
‘Güvenmediğim yöneticiyle çalışmam’ dedi, paralel yöneticilerin sağa sola atanması sorulduğu zaman.
Paralel örgütle mücadele maksadıyla çıkarılan yasaları bir bir onayladı.
Islah olmadılar. Yeni ‘Gül senaryoları’ yazıyorlar.
Cumhurbaşkanı Gül’ün, bazı beyanlarına kendilerince anlamlar yükleyip hayaller kuruyorlar.
Önce şunu söyleyeyim: Bu kurgular, bu organizasyon, AK Parti’nin içinde değil, dışında şekilleniyor.
Ağırlık merkezi AK Parti’nin haricinde. Yani malzeme ‘yerli’ değil. Malzeme ‘dost’ değil.
Yine bu kurgular, AK Parti tabanının hoşlanmadığı içeriklerle piyasaya sürülüyor.
AK Parti tabanının hoşlanmadığı oyunların, AK Parti’nin ‘başat’ olduğu siyasi zeminde kime ne faydası olabilir?
Bence bunlar, lüzumsuz hareketler.
Geçen yıl “Küçük küçük, ucuz ucuz tuzaklar kuruyorlar” demiş ve devam etmiştim:
“Haklı olabilirler, çünkü Gül’ü ve Erdoğan’ı tanımıyorlar.
Onların, nasıl bir ‘hakikat’ için beraber olduklarını anlamaları imkansız.
Onların, o ‘hakikat’e sahip olmak için nasıl ateş çemberlerinden geçtiklerini bilmiyorlar.
Onların, hangi siyasi tuzakları nasıl birer birer aştıklarını
unutuyorlar.”
Yine aynı fikirdeyim.
Hariçten gazel okumak zevkli olabilir.
Meraklısı da vardır.
Ama, ‘hariç’ten okunan gazeller, bizim mahallede pek sevilmez.