Her gün yabancı gazeteleri okur, dünya televizyonlarının haber programlarını canlı izlerken aklıma hep o düşünce takılıyor: Bize özgü sanılan ne çok olay başkalarının da başına geliyor...
Aynı gün okuduğum bizim gazeteler ile göz attığım TV haberleri ise, okurlar ve izleyicilere 'bu tür olaylar bir tek bizde oluyor' izlenimini vermeye devam ediyor...
Ne yapayım, ben de sizlere dünkü bazı yabancı gazetelerden 'bize özgü' sanılan konulara benzer haberleri sunmayı uygun gördüm. Kendinizi ülkenize yabancı hissetmeyesiniz diye...
İngiliz Guardian gazetesi, ülkenin en ünlü müzik otoritelerinden sayılan, bir dönem BBC'de program da yapmış Dave Lee Travis'in 1,5 yıl sürmüş ve beraatla sonuçlanmış bir yargılama sonrasındaki hislerini, 'İki defa yargılandım; biri medya tarafından, diğeri de yargı' başlığıyla okurlarına sunuyor...
BBC'nin en ünlü programcısı, bazısı çocuk yaştaki genç kızlara sarkıntılık ettiği suçlamasına ölümü sonrasında maruz kalıp iddiaların doğru olduğu anlaşılınca, İngiltere'de ciddi bir cadı avı başladı. Özellikle de medya aracılığıyla...
Neredeyse elli yıl boyunca içlerinden birini korumanın utancıyla, gazeteler ve televizyonlar, başka yayıncılarla ilgili aslı-astarı olduğu kuşkulu iddiaları, sanki hepsi gerçekmiş gibi, sayfalarına ve ekranlarına taşıdılar.
Herbiri 70'li ve 80'li yaşlardaki üç ayrı suçlanan programcıdan biriydi Travis; mahkemeye eşi ve kızının refakatinde gittiği her gün, aile boyu pozlarını gazeteler ve kanallarda görerek cehennemi bu dünyada yaşadı.
Mahkeme sırasında iddia sahiplerinin ileri sürdükleri her şeyin uydurma olduğu anlaşıldı.
Bir yıl önce benzer ithamlara maruz kalan iki programcı beraat etmişti; bu defa Travis davayı kazanmış oldu. Ancak, huzur içerisinde geçirmeyi beklediği emeklilik günlerinin son iki yılını, 'cehennem' halinde yaşayarak...
Kim yaşattı ona bunu? Haberde var: Medya...
Venezuela deyince aklınıza ne geliyor? Geçen yıl lideri Hugo Chavez'i kansere kaybeden petrol üreticisi ülke, değil mi? Dünyaya meydan okurdu Chavez. Ülkesinin zenginliğini başkalarının haklı davaları için seferber ederdi. Bu yüzden uluslararası alanda seveni azdı. Venezuela halkı arkasındaydı. Nitekim, yine Chavez gibi birini cumhurbaşkanı seçti Venezuela halkı...
Şimdi?
Meydana gelen âni gelişmeyi dünkü Washington Post'tan okuyalım:
'Venezuela'da mahkeme, muhalefet lideri Leopoldo Lopez'in, başlattığı sokak protestolarıyla üç kişinin hayatını kaybetmesine yol açtığı için tutuklanmasını emretti.'
Enflasyon kontrol altına alınamadığı, suçlularla başedilemediği ve yokluklara sebep olunduğu için, iki haftadır ülke çapında protesto gösterileri düzenlemekteymiş Lopez; üç kişi o gösterilerde ölmüş... Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro kendisine karşı darbe girişimi olarak görmekteymiş yapılanları. 12 yıl önce arkasında ABD'nin bulunduğuna inanılan bir darbe girişimine maruz kalmıştı Venezuela... Sosyalist Parti lideri Jorge Rodriguez de Lopez'in dışarıyla irtibatlı işler çevirdiği kanaatindeymiş...
Henüz 'yolsuzluk' iddialı bir haber aktarmadığım için kıpraşanlara da öyle bir başlığıIndependent gazetesinden seçtim: 'New Orleans kentinin eski belediye başkanı rüşvetten suçlu bulundu.'
Ray Naginbütün dünyayı hareketlendiren 'Katrina' kasırgası sırasında ABD'nin New Orleans kentinin belediye başkanıydı. Türkiye de kentin yeniden inşası için katkıda bulunanlar arasına katılmıştı. Belli ki, sonradan ispatlayamayacağı eksikliklere yol açan aceleyle, felâket bastırılsın denirken, yanlış bir şeyler de dönmüş... Israrla 'Masumum' dese bile, 500 bin doların hesabını verememiş Nagin...
Kasırga sırası ve sonrasındaki çabaları sebebiyle 'kahraman' ilân edilmişken, 20 yılı bulması beklenen bir cezaya çarptırılabilecek...
Nagin'in rüşvet almadığına, kimin ne yaptığının iyi takip edilemediği bir ortamın kurbanı olduğuna inananlar çok...
'Başka ülkelerde oluyor mu bunlar?'diye kafa sallayanlara taze haberler bunlar...