21 Ocak'ta Bolu Kartalkaya'da lüks bir otelde yangın çıktı. Sonuç bir katliam. Bir tabur insan can verdi. Neden? Deprem mi, sel mi? Suçu üzerine atabileceğimiz hiçbir doğal afet yok. Göz göre göre, en basit, ilk alınması gereken önlemin alınmamış olmasından dolayı çocuklarıyla tatil yapan insanlara mezar oldu lanet olası o otel.
12 katlı ahşap bir otelde yangın alarmının olmamasına nasıl bir ceza kesilecek merak ediyoruz? İhmaller zinciri demek konuyu çok hafife almak olur. Taksir falan hafif kalır. Ama bakın görün, kanunlarımız da bu kadarını öngöremediğinden verilen cezaya hayret edeceğiz. 78 canın karşılığı bu mu diyeceğiz. Çok muhtemel, zaten dava sürecinde konuyu unutup gideceğiz. Nitekim üzerinden henüz 1 sene geçti, 29 işçinin can verdiği Beşiktaş'taki gece kulübü yangınında hala dava sonuçlanmış değil. Alacakları ceza maksimum 17 yıl. Yatarının tenzilatı da cabası.
Ama unuttuk bile onu, Bolu'daki otel yangını olmasa aklımıza bile gelmeyecekti. Tıpkı 6 Şubat depremini unuttuğumuz gibi...
Unutmak bir bakıma rahmettir. İnsan acılarını unutmasa yaşayamaz. Ama bir ders de mi almaz?
İlgili yönetmeliklerimize diyecek yok? Her felakette biraz daha sıkılaştırıyoruz. Binaları Yangından Koruma Yönetmeliği, İş Güvenliği Yönetmeliği, Deprem Yönetmeliği... Yönetmelikler 78 canı hayatta tutmaya yetmedi ama... Yetmez, kağıt üzerinde en mükemmelini, en katısını yapsan da yetmez. İş sonunda insanda biter. O otelin sahibinin, çalışanının, itfaiye müdürünün, belediye başkanının, bakanlık görevlisinin, sorumlu ve yetkili zincirindeki kişilerin ortalama ahlakına emanettir hayatlarımız.
Öyle anlaşılıyor ki ortalamasını aldığımızda elde kalan yanarak can veren 78 insan.
Yangın güvenliği belgesi almak için itfaiyeye başvurulmuş, ama yeterlik belgesi alınamayacağı anlaşılınca başvuru geri çekilmiş. Tam da sezon açılmışken, otel tıklım tıklım doluyken kârdan zarar etmeyelim denmiş belli ki? Yeterlilik belgesi alamazsa sorumlu olduğu bakanlıklar nezdinde ruhsatının iptal edilmesi gündeme gelecek? Ne acelesi var, sezon kapansın bakarız çaresine demişler. Belki de bu aklı onlara itfaiye memuru vermiş.
Tam bizlik davranışlar...
Ufacık iş yerlerinde bile İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı çalıştırma zorunluluğu var, koskoca işletmede o da yokmuş. Oysa bir iş güvenliği uzmanı her yıl tüm denetimleri yapmak ve iş verene yükümlülüklerini bildirmek zorunda. Hayati risk oluşturan ihmaller olması halinde ise bunu bakanlığa rapor etmek zorunda. Avrupa'nın en pahalı otelinde bir gecelik kazancından vazgeçemeyen bir zihniyet yüzünden 78 insan can verdi?
Sahi biz neden böyleyiz? Ortalamamızı alınca neden sonuç bu kadar kötü çıkıyor?
Olan olmuş, ölen ölmüş; sorumluluğu paylaşacağımıza suçu başkasına atmaya çalışıyoruz. Belediye Başkanı Turizm Bakanını suçluyor. Turizm Bakanı Belediye Başkanını...
Bir araya gelip geçemediler kamera karşısına. Tüm kurumlar olarak sorumluluk alanlarımızdaki ihmallerimizin gereğini yapacağız, diyemediler.
Acının bu kadar yükseldiği anlarda siyaset yapmanın yol açtığı antipatiyi anlayamayacak bir ortalamaya sahibiz.
Yarın bir gün unuturuz; yeni bir felakette yeniden aynı şeyleri konuşuruz!
Biz buyuz işte;
Biz neden böyleyiz?