Asıl mesele nedir, yine anlamamışlar.
Zor zamanlarda başımıza geleni def etmenin derdine zaten hiç düşmediler.
Siyasi gayeleri koalisyondan pay kapmak, hayat gaileleri yaşam biçimlerini korumaktan ibaret.
Gezi olur, bunlar “yaşasın devrim” diyerek çapulcuları destekler.
FETÖ operasyon yapar, bunların burunlarında birer halka, montaj kaset peşinde.
Yabancı istihbaratlar MİT’e saldırır; bunlar figüran yazılır.
Terör örgütleri şehirleri bombalar, insanlar ölür, bunlar “olsun ama onların da hakları var” diye slogan atar, imza toplar.
FETÖ işgale kalkar, onlar selam çakar.
PKK çoluk çocuk, asker polis öldürür, onlara göre “katil devlet”tir.
Küresel daralma olur, ekonomik darbe olur, deprem olur, salgın olur, “suçlu Tayyip”tir.
İstisnasız her darda, zorda, uçurum kıyısında bir maraza çıkartır, içinde olduğumuz aracı devirmeye çalışırlar.
Yine bir zorluk var, dünya teyakkuzda.
Salgın ne zaman bitecek? Kayıplar artacak mı, hasar çok mu büyüyecek? Her şey bittiğinde Türkiye olarak evimizin kapısını güvenle dışarıya açabilecek miyiz?
Bilmiyoruz. Böyle olsun istiyor, umutla inançla birbirimize tutunuyoruz.
Ama o da ne! Yine aynı şımarık tayfa, paçamızı çekiştirmekte!
Bu ülkenin hiç bir derdine çare aramamış, yerden çakıl taşı kaldırmamış, dert tasa dağıtmamış bir marazi grup yine ahenk bozmakla, halk arasına nifak sokmakla meşgul!
Devlet millet bütünleşmiş, Devlet Başkanı “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” parolasıyla bir dayanışma başlatmış, ama onlar yine ayrık otu.
Bu kadar güçlü ve pozitif bir çağrı yapılmasından, vatandaşın çağrıya koşmasından rahatsızlar. Etkiyi kırmak için “zırnık yok” diyerek tırmıklıyorlar.
Hep beyhude işler.
Yurtdışından, çoğu Avrupa’dan 200 binden fazla insan yurda döner ama bunlara göre virüsü getirenler mutlaka umreden dönen 33 bindir.
Sağlık Bakanlığı tüm bakanlıklarla koordineli biçimde her tedbiri alır, tedaviyi örgütler hem de halka bilgi verir. Bakan’ın şahsında tüm Türkiye sağlıkçılara minnettar, bunlar yine verimsiz yine isyankar.
Teröre karşı İHA’ları SİHA’ları genç mühendisler şimdi de yerli solunum cihazı üretirken bunlar burunlarına kadar hurafeye batmış. Öngörüleri tutmamış, haberleri doğru çıkmamış bu tiplerden birine göre takkeli cübbeli bir yaşlının beynini dezenfekte edersen Covid-19’u yenersin. Bir diğer en popüleri Atilla Taş olma yolunda komiklik peşinde.
Milli Eğitim Bakanlığı kısa bir sürede öğrenciler için uzaktan eğitime geçer, ama bunların derdi “ders veren öğretmenlerden biri neden başörtülü” olur.
İstanbulluların yüzde 90’nın evde olduğu bir dönemde bile birkaç otobüsü ve hazır buldukları metro sistemini yönetmezler ama akıllara ziyan komplolarla gündemi meşgul ederler. Üstelik 90 liraya mal olan yardım paketi için 150 TL isteyecek kadar da esnaftırlar.
Önceden “niye virüs Türkiye’ye gelmedi” diyen ölü seviciler şimdi de “neden daha fazla ölüm yok” diye ağlaşmakta.
Partileri her öleni “Korona” diye fişler, genel başkan yardımcısı yalanın üstünde zıplar, mezarlıklar müdürü “haber yalan, hata bizim” dese de ne utanç, ne özür, kurumsal umurlarında değil.
Allah aşkına nedir derdiniz sizin? Bunu niye yapıyorsunuz?
Size rağmen bu ülke iyi insanlar ülkesi. Vatansever, serdengeçti, cömert... Bu darlıktan da el ele çıkacak illa ki, önümüz sağlık selamet.