Galatasaray Futbol Takımı’nın ligde oynadığı maçlar için söyleyenecek hiçbir şey yok. Sahaya çıkan adamlar, 90 dakika dolaşıyorlar, arada bir koşuyorlar, kenarda didiniyorlar, kalelerine giren goleri seyrediyorlar, sonra da çekip gidiyorlar.
Ben son 35 yılda bu kadar kötü ve umursamaz, bu kadar futbol ve futbolculuktan uzak adamı herhangi bir takım formasıyla sahada görmedim.
Galatasaray’ı yönetim ve Hamza; el birliğiyle “Galata Kulübesi”ne çevirdi. ‘Saray’ın yerinde yeller esiyor!
Herkes bu takımın bu yıl hiçbir iş yapamayacağını söylediğinde; Hamza Hamzaoğlu, hele de Felipe Melo’nun gitmesinden sonra, elindeki kadronun Şampiyonlar Ligi için yeterli olduğunu söyleyecek kadar futboldan habersizdi. Yönetimin zaten canına minnetti. Hamza onlara çok güzel bir mazeret vermişti.
Bugün başkan çıksa, “Bu Hamza Hoca bize takımın yeterli olduğunu söyledi. Takımın teknik patronu da o. Biz de inandık” dese, kim ne söyleyebilir ki?
Mustafa Denizli elinde listeyle geldi Galatasaray’a. Listedeki futbolcuların alınmasını istedi. Yönetim de kabul etti ve söz verdi. Ama hiçbirini almadı. Mustafa Denizli ne yapsın?
Şimdi altyapı hocası diye Galatasaray’a getirilen Hollandalı Jan Olde Riekerink’in suçu var mı? Elindeki takıma bir bakın. Bu futbolcularla değil Süper Lig’de, PTT 1. Lig’de bile tutunmak çok zor.
Yönetim, başından beri UEFA’dan ceza geleceğini biliyordu. Takımın içini boşaltmakla, o anlı şanlı armayı rezil rüsva etti. Ve bu yönetim hala Ünal Aysal gibi Galatasaray’a son 3 yılda 5 şampiyonluk kazandıran, diğer spor dalları ile birlikte toplam 57 kupayı müzeye taşıyan bir başkana dil uzatabiliyor!
Bu adamların ne iğneden haberi var ne de çuvaldızdan.
Galatasaray, 2015-16 sezonunu Hamza ve bu yönetim sayesinde utanç yılı olarak her zaman hatırlayacaktır.
Taraftar artık “Cim Bom Bom” şeklinde değil, “Bitse de gitsek” diye bağırıyor tribünlerde.