Her şeyden önce şu soruyu cevaplamak gerekiyor: Seyirci ilgisi yok. Takımların umurunda değil. Oyuncular, hocalar maçlar boyunca sürekli esniyor ama biz her sezon Ziraat Türkiye Kupası’nı oynamayı sürdürüyoruz. Önümüzdeki sezondan itibaren özellikle büyük takımlar U21’lerle çıkacak sahaya. Her şeyden önce böylesi kötü sahalarda milyonlarca euro verilerek alınan futbolcuların kötü şekilde sakatlanmamaları bir mucize.
Federasyonun vurdumduymazlığa çare bulması şart. Takımlara ödenecek paralar mı arttırılır, ilk üçe giren takımlara transfer desteği mi verilir; bunu TFF düşünsün.
Dün akşam Galatasaraylılar maçtan çok başkan Dursun Özbek’in açıklamalarını tartışıyordu. Sosyal medyada da tartışılan en çok konu buydu zaten. Başkan borçlarda nereden nereye gelindiğini anlattıktan sonra; şubat ayı sonunda UEFA ile yapılacak toplantının ardından Galatasaray ile ilgili kararın açıklanacağını bildirdi. Galatasaray ya 1 yıl Avrupa’da oynayamayacak ya da yönetimin borçlarla ilgili sunacağı rapor kabul görecek ve Sarı-Kırmızılılar da bu belayı savuşturmuş olacak.
Bunca mal varlığı olan bir kulübün böyle anlamsız durumlara düşmesi, kimilerinin borç yönetimi kavramından habersiz olmasından kaynaklıyor. Ve tabi Türkiye’de ender olarak bilanço makyajı yapmayan kulüp Galatasaray.
Galatasaray’ın yeni transferi Linnes sağ bek olmasına rağmen orta sahanın sağında oynadı ve olumlu not aldı.
Galatasaray’ın kupada son maçı Kastamonu ile İstanbul’da. Galatasaray gruptan çıktığı için Akhisar maçının hiçbir anlamı ve önemi yoktu. Tek önemi Linnes ile yedeklerin durumu görmekti. Oynayanlardan sadece Linnes, Denayer, bütün şanssızlığına rağmen Umut göz doldurdu. Futbolu unutan Semih ise böyle giderse sadece yeni bir takım değil yeni bir meslek de seçmek durumunda kalacak!